Merhabaaabugün seninle kendi kendine nasıl mutlu olursun bunu konuşacağız. İnsanlar mutluluk için milyonlarca para harcıyor ama yine de sıkılıyor. Neden diy
Müşterileriniz için ürettiğiniz ekstra değer ve faydalar marka vaadiniz ve bu vaadin sonua kadar garantör olarak ardında durmanız ve kurumsal iletişim tarzınızın kalitesi “güven verir.” İşinizi sevmeniz ve bunu her fırsatta müşterilerinize hissettirmeniz müşteride olumlu duygular uyandırır ve müşteriye güven verir.
Eşeğefazla değer verirsen, kendini yarış atı sanırmış. Mesafe iyidir. Ne haddini aşan olur ne de canını sıkan. Ey Can! Hiç kimseye hak ettiğinden fazla değer verme. Ya onu kaybedersin, ya da kendini mahvedersin. -Hz. Mevlana-. Bu hayatta hiç vasfı olmayan insan kendine çok değer verildiği halde hiç değer bilmeyendir.
Peki, o zaman insanoğlu ne yapıp edecek. Nasıl bir hayat yaşayıp sürdürecekte hem kendine hem de yaşayıp var olduğu hayata değer katıp onunla yaşayıp onunla var olacak. Var olduğu süreçte de onu ve kendini daha çok değerlendirecek. Değerlendirdiği oranda da varlığının bir değeri, bir kadri kıymeti olacaktır.
Busayfamızda Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yayımlanan yeni güncel müfredat kapsamında ilkokul 4. sınıf İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi dersi kazanımlarını bulabilirsiniz. 4. sınıf İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi dersi 6 ünite, 29 kazanım ve 36 ders saatinden oluşmaktadır.
P62Jp3b. Yaşanan olaylar karşısında hepimizin kendimizi yetersiz hissettiğimiz zamanlar oluyor. Hatta bazen daha da ileri giderek kendimizden nefret ediyoruz. Ama aslında yaptığımız şey çok yanlış. Kendimize değer vermek çok önemli. Biz de kendimize verdiğimiz değeri nasıl arttırabiliriz diye düşündük ve düşüncelerimizi sizlerle paylaşmak istedik. Umarız ki işinize yarar! Lütfen okumaya devam edin! Kendinize verdiğiniz değeri artırmak için, yapmanız gereken ilk şey daha fazlasını hak ettiğinizi ve yeterince iyi olduğunuzu kabullenmek. Kendinizi yeterli hissetmediğiniz için ayağınıza gelen fırsatları tepiyor musunuz? Yoksa daha fazlasını hak ettiğinizi bildiğiniz için hayatta her zaman daha yüksek yerleri mi hedefliyorsunuz?Özsaygınızla, kendinize verdiğiniz değer aslında birbirinden, az da olsa farklı şeyler. Özsaygı, kendiniz hakkında ne düşündüğünüz, hissettiğiniz ve inandığınızdır. Kendinize olan saygınız, duruma bağlı olarak değişebilir. Örneğin bir iltifat aldıysanız, özgüveniniz değerinizi artırmanın faydaları Kendinizi seviyorsanız, olduğunuz insan olmaktan gurur duyarsınız. Ama maalesef, birinin kendisini sevmesi, insanlara zor bir şeymiş gibi görünüyor. Eğer bunu değiştirmek istiyorsanız, kendinizden başlamanız gerekiyor. Kendinize nasıl değer verebileceğinizi anlamıyor ve bilmiyorsanız, başkalarının anlamasını ve bilmesini nasıl bekliyorsunuz? Kendinize verdiğiniz değer arttıkça, hayat daha da kolaylaşıyor. Mükemmel olamadığınız için ya da hata yaptığınız için kendi modunuzu düşürmeyeceksiniz. Kendi değerinizi yükselttiğinizde, başka insanlardan ilgi ve değer beklememeye başlıyorsunuz. En önemlisiyse, kendi değerinizi artırarak daha mutlu olacaksınız!“Bazen ne hissettiğinizi unutmanız ve kendi değerinizi hatırlamanız gerekir”Kendinize değer vermenin ne olduğunu ve faydalarını öğrendik. Peki, kendi değerimizi nasıl artırıyoruz? Okumaya devam edin!1. Pozitif düşünme Pozitif düşünmenin gücünü küçümsemeyin. Doğru şekilde düşünmek, kendinize verdiğiniz değerin üzerinde çok etkili olabilir. Aklınız düşüncelerinizi, hareketlerinizi ve alışkanlıklarınızı kontrol eder. Bu da, bazı şeyleri algılama şeklinizi değiştirme gücüne sahip olduğunuz anlamına gelir. Olumlamalar yapmak, pozitif düşünme yeteneğinizi artırmaya yardımcı İçinizdeki eleştirmeni zapt etme Bazen iki tane iç sesimiz varmış gibi gelir. Arzularımızı destekleyen olumlu bir ses ve kendimizi kötü hissetmemizi sağlayan kritik bir ses. İçimizdeki eleştirmeni ve onun negatif yorumlarını dinlediğimizde, kendimize verdiğimiz değeri düşürmüş oluruz. Bunun yerine, bu kritiğin sesini doğru bir bakış açısı olarak görmektense düşman olarak görmeyi denemek zorundayız. Buna kendimizi alıştırmak için de içimizdeki kritiğin sesini ikinci kişiymiş gibi oturup yazabiliriz. Böylece bu sesin nereden geldiğini anlayabilirsiniz. Mesela “sinir bozucusun”, lafı içinizdeki kritiğin çocukluğunuzdan kalan bir anının sesini alarak bu zamana kadar getirmiş olması Pozitif bir günlük yapma Kendi değerinizi artırmanın en iyi ve eğlenceli yollarından biri ise günlük tutmak ve bu günlüğe pozitif düşüncelerinizi yazmak. İlk olarak yapmanız şey kendinizi ödüllendirerek güzel ve tatlı bir günlük almak, daha sonra bu günlüğün içini pozitif kelimelerle, olumlamalarla ve günlük olarak sahip olduğumuz şeyler için teşekkürlerle doldurmak. O gün size söylenen bütün güzel şeyleri ve iltifatları, bir de sizin insanlara ettiğiniz iltifatları yazmaya çalışın. Modunuz düşük olduğunda açıp okumanız için günlüğünüz her zaman yanınızda olacak!4. Kendinizi pozitiflikle çevreleme Eğer kötü düşüncelerle kaplı bir ortamda yaşıyorsanız, kendi değerinizi yükseltmek gerçekten zor olabilir. Kötü düşüncelerden kastımız etrafınızda sürekli sizin değerlerinizi küçümseyen ve sadece negatif yorumlar yapan bir insan olması olabilir. Böyle insanlarla geçirdiğiniz zamanları azaltmaya çalışın. Sizi destekleyen ve sizi mutlu eden insanlarla birlikte olmayı hak ediyorsunuz. Kötü düşünceler sosyal medya üzerinden de size ulaşabilir. Instagram’ınızı düşünün, sizi mutlu eden hesapları mı takip ediyorsunuz yoksa sizin yetersiz hissetmenize sebep olacak hesapları mı? Kendi ihtiyaçlarınızı her şeyin önüne koyun ve kendinizi pozitiflikle Kendi yolculuğunuza odaklanma Hepimizin gizlice yaptığı, yaparken de kendini suçlu hissettiği bir şey var ki o da kendimizi başka insanlarla karşılaştırmak. Böyle yaparak kendi içimizdeki mutluluğu ve başarılarımızdan duyduğumuz gururu kendimizden çalarız. Her şeyin bir yarışma olmadığını fark ettiğimizde hayat daha kolay gelmeye başlar. Her zaman sizden daha zengin, hızlı ve zeki biri olabilir ama bu önemli değil. Kendinizi başkalarıyla karşılaştırmak size sadece zarar verir. Değerinizi artırmak için kendi yolculuğunuza verdiğiniz değer, değerli olduğunuzu bilmenizden geliyor. Okuduğunuz için teşekkür ederiz, umarız ki birilerine faydamız dokunmuştur?Kaynak 1
Mutlu olmak için sevilmek, kabul edilmek, arkadaşlara sahip olmak, bir gruba ait olmak gibi kıstaslar geneldir. Fakat bunların içinde "diğerlerinin gözünde değerli olmak" bir çok insanın en önemli kıstası! Farkında mısınız? İnsanlar kendilerine değer biçme ölçülerini başkalarına bakarak belirliyor! Çevresindeki insanların özelliklerine göre kendini bir yere koyuyor. "O'dan daha iyi durumdayım" diyor örneğin. İnsan, kendine değer verilmesini önemser. İyi şeylere layık olduğunu düşünür. Zihninde bir değer cetveli oluşturur. "O bana ne yaptı", "Ben ona ne yaptım?", "Bana değer veriyor ki şu şekilde davranıyor" şeklinde dayanaklar oluşturur. Peki o "değeri" kim ya da kimler oluşturuyor. Sizi takdir eden sistem nedir? Hiç düşündünüz mü?Sesizce yapılmış ayarBunların hepsine çizgi çekip, "değer sisteminizi" oluşturmanıza dair bazı formüller paylaşacağım bu kez. Kendinizin çevrede nasıl algılandığınıza dair bir "hesap kitap" içinde olmanız sizi mutsuz eder. Öncelikle bunun altını çizelim. Mutluluğunuzu, başkalarının size ne ölçüde değer verdiğine göre biçimlemenizin sonu hüsrandır. Yeni biriyle tanışınca sessiz bir diyalog başlar. Ne iş yaptığı, eğitimi, sosyal sınıfı, karakter özellikleri, sakin ya da dışa dönük bir yapıda oluşu veya konuşmasındaki üslup.. Bütün bunlar akıldan geçer ve kod olarak beyne kaydedilir. "Sessizce yapılmış ayar"dır bu. Bilinçaltında zaten var olan öğrenilmiş kriterlere göre yapılan bu "değerlendirme" yeni tanıştığınız insanla ilişkinizin dinamiğini oluşturur. Rekabet, yargılar, kendini koruma Yani tanıştığınız kişiyle sonradan gerçekleşen paylaşımlar hep bu "sessizce yapılmış ilk ayar"a göre şekillenir… O insana karşı kendinizi ya daha değerli ya da daha değersiz hissederek bir konum alınır genellikle. Bu şekilde başka bir insanı kıstas alarak kendinize bir değer oluşturmanızı sorguladınız mı? Son derece yanıltıcıdır bu değer skalası. Araya rekabet, yargılar, kendini korumaya veya savunmaya çalışma, ifade etmek için uğraşma ya da saldırmalar girer. Bu ilişkiler son derece yorucudur. Günümüzde anne, baba ve çocukları, eşler veya çiftler, iş arkadaşlarıyla ya da çok kısa süreler için ilişki kurulan insanlar arasında dahi bu yanlış format esas alınır."Kendi değerimi neye dayandırıyorum?" Bu sorunun yanıtı önemli. Kendinizi özgürce değerlendirmeyi hiç denediniz mi? "Benden, benim özelliklerime sahip, bu kombinasyonda bir tane daha yok aslında bu dünyada. Bu evrende; bu anlamda ben tekim ve eşsizim" değerlendirmesini yaptığınız bir an oldu mu? Kendinizi değerlendirmek için başkalarına bakmanız sizin kim olduğunuzla ilgili ipucu değildir. Bazı noktalarda daha değerli’ ya da değersiz’ olduğunuz sonucuna varırsınız ve mutsuzluk başlar burada. Çevrenizdeki insanları ve onların özelliklerini baz almak yanlış bir tutumdur. Doğadaki "değer" konumlanışıİlham almak ve öğrenmek için diğer insanlara bakmaktan söz etmiyorum. Kendini daha iyi veya daha kötü ilan etmek için "başkalarına göre" konumlamaya itirazım var. İlham almak ne kadar olumlu bir tutumsa, başkasını gözüyle kendinizi bir yere koymak da son derece yıkıcıdır. Oysa amaç kendinizin en iyi versiyonuna ulaşmak olmalı. Doğaya bakın. Bir yasemin çiçeğine mesela. Bu şahane çiçek size sessizce şunu hissettirir "Ben bir yasemin tohumu isem, kokabileceğim kadar güzel kokan ve olabileceğim kadar güzel olan bir yasemin olma amacında olabilirim." Yasemin iken, gül'e gözünü dikip, "neden yapraklarım, gövdem onunki gibi değil, demek ki ben daha değersizim" gibi bir kodu yoktur! "Kokum ondan daha güzel, dolayısıyla ben daha değerliyim" şeklinde bir karakter hakim olabilir mi Yasemin'de. İşte değer sistemizde bu "Yasemin olma" halini hakim ve eksiksiz insan olma potansiyeli"Yasemin olma hali"ni kaçırıyorsunuz, enerjinizin çoğunun neden"e, "nasıl"a, "ne"ye ve "kim"e harcayarak. "Başarısızlık gösterirsem değersiz mi olacağım?, "Peki maddi durumum iyi olduğu için mi bana değer veriyorlar?", "O arkadaşa göre aslında iyi durumdayım" gibi yargılarla, sorularla boğuşmayı bırakın. "Tam, eksiksiz ve bütün bir insan olma potansiyelim olduğu için; güzellikleri görebilme ve onları karakterimin bir parçası haline getirebilme ve başkalarıyla paylaşabilme potansiyelim olduğu için değerliyim ben" notunu yazın ve aynanıza bu notu yapıştırın. Her kendinize baktığınızda okuyun. Yeniden dünyaya gelirseniz, yine kendiniz’ olmayı dilemek kadar huzur verici ne olabilir? İş yaşamında veya kişisel hayatınızda her zaman "kendinizin en iyi versiyonu" olmaya çabalayın! Yarış ve özenti olmadan. Bir Yasemin çiçeğine bir Gül'e bakın ya da akasya ağacına! Doğanın bilgece konumlanışından yararlanmayı da unutmayın!İlkay ÖztürkCEO, Infinity Teknoloji email 483 71 80
Değerli kardeşimiz, Bütün canlılar, dünyada kendilerine lazım olan bilgi ve becerilerle donatılmış olarak dünyaya gelir. İnsan ise, sıfır bilgi ile her türlü bilgi ve beceriyi öğrenmeye kabil bir istidatla dünyaya gelir. İmtihan sırrı gereği, insan kendi iradesiyle hem iyiliği hem de kötülüğü yapmaya meyillidir. Kötülükte esfel-i safiline inebildiği gibi, iyilikte de alayi illiyine çıkabilir. İnsan için dünya hayatında esas olan, insanın aklen, kalben ve ruhen tekamül etmesidir. Mükemmel bir insan olamaya çalışmasıdır. Bunu da ancak akıl ve vahiy ile gerçekleştirebilir. Bunun için de Allah insana akıl ve kalp vermiş onları geliştirmek için de peygamber ve din göndermiştir. Akıl, vahiy olmadan kendi başına insan ve insanlığa bir şey veremez. Akıl göz gibi bir vasıtadır. Nasıl ki göz karanlıkta işe yaramıyorsa, akıl da vahiy ışığı olmadan hakikati görmez. Onun için insan zihnen ve kalben gelişmek istiyorsa Kur'an’ı anlamaya çalışmalıdır. Zaten Kur’an da sürekli insanı düşünmeye davet ediyor. Aklına ve kalbine hitap ediyor. Kendini, evreni, geçmiş milletleri ve olayları düşünmeye sevk ediyor. Bu bağlamda insanın aklen ve zihnen, dolaysıyla ruhen kendini geliştirmesi için 1. Kur'an’ı okuyup anlamaya çalışmalı, Kur'an’ı okudukça, anladıkça ufku ve basireti açılacak. Bu konuda Allah buyuruyor , “Şu Kur’an, yakini elde etmiş insanlar için bir basiretler mecmuasıdır, bir hidayet rehberidir.” Casiye 45/20 2. Büyük insan denilen evreni okumalı, evrendeki hareketleri, olayları inceleyip onlardan tevhide götüren kapılar aralamalı, dünyada olup bitenlerin bir tesadüf eseri olmadığını, pek çok hikmetler barındırdığını bilip onlardan dersler çıkarmalı, kaliteli imanın detaylarda olduğunu fark etmeli ki her gün yeni ufukları görmeli. 3. Küçük bir evren olan insan kendini okumalı “Ben kimim, neden yaratıldım, sonum ne olacak, beni yaratan benden ne istiyor, bana verilen, akıl, kalp, beş duyu organı ve pek çok manevi cihazları nasıl kullanmalıyım, nerede kullanmalıyım ve bunların ücreti nedir?” gibi soruların cevaplarını düşünmeli ve aramalıdır. O zaman hayatın bir anlamı olur. Bu da insanın gelişmesi ve olgunlaşmasını sağlar. Kur’an, “Kendi nefsinizde sizde dersler ve ibretler vardır görmez misiniz?” Zariyat, 51/20 demektedir. 4. Ehl-i sünnet inancını temsil eden alimlerden ve ilim meclislerinden istifade edilmeli. Bu konuda İmam Rabbani din adına kendisinden istifade edilecek, güvenilecek insanlarda şu üç özelliğin aynı anda bulunmasına dikkat çekmektedir 1. Zeki ve akıllı olacak, 2. İlim sahibi olacak, 3. Takva sahibi yani bütün söz ve davranışlarında Allah rızası esas olacak. Ancak böyle bir kişiden istifade edilebilir. Kişideki motivasyonun yükselmesi ve geliştirilmesi için de Allah Resulü asm'ın bazı tavsiye ve telkinleri şöyledir 1. Hiçbir şeyde aşırıya kaçmamak. “İşlerin en hayırlısı orta yollu olandır.” Beyhaki, 3/273 Bu genel bir ölçüdür. Sevmede, nefret etmede, konuşmada, yeme-içme ve ibadette... 2. Olaylara olumlu bakmak iyimser olmak. Her şeyde bir hikmet, bir hayır aramak müminin şiarıdır. İyimser olmanın, sağlık ve psikolojik yönden insana pek çok fayda sağladığı bilinen bilimsel bir gerçektir. Resulüllah buyurmaktadır “Ben müminin işine hayret ederim; çünkü onun her işi hayırdır. Bu durum, müminden başka hiç kimse için böyle değildir. Şayet ona sevinç verici bir şey isabet ederse şükreder; bu kendi lehine bir hayır olur. Eğer ona zarar verecek bir durum isabet ederse sabreder; bu da onun lehine bir hayır olur.” Müslim, Zühd, 64 3. Yapılan bir işin güzel, sağlam ve doğru olması. Hayatta mutlu olmanın sebeplerinden biri de kişinin yaptığı her hangi bir şeyi, bir işi güzel, sağlam ve doğru yapmasıdır. Bu konuda Kur'an şöyle der "Erkek olsun, kadın olsun, bir mümin olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz." Nahl, 16/97 Allah salih amel diyor, yani doğru iş, bu ibadetleri kapsadığı gibi her hangi bir işi de çalışmayı da kapsamaktadır. 4. İnsanlara hizmet etmek. İnsanları hayata bağlaya ve hayattan zevk almasını sağlayan sebeplerden biri de, başka insanlara faydalı olmak, onlara hizmet etmektir. Bu gerçek, tecrübelerle sabittir. Hz. Peygamber asm şöyle buyurur "İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır." Buhari, Mağazi 35 5. Tebessüm etmek, güzel söz söylemek. Tebessüm ve güzel söz, hem muhatabı hem de kişiyi motive eden en önemli davranışlardan biridir. Yüzünde tebessüm, dilinden güzel söz ile ümmetine örnek olan Allah Resülü buyuruyor “Din kardeşine karşı tebessüm etmen sadakadır.” Tirmizî, Birr, 36, “Güzel söz söylemen sadakadır.” Buhârî, Cihâd 72. Selam ve dua ile...Sorularla İslamiyet
Bir şeyin değerli olduğuna karar verme yetkisi zaman farklılıkları ve düşünce farklılıklarına göre tabi ki de insanlara aittir. Geçmişte değersiz olan bir nesne veya kişi şimdiki zamanda değerli olabilir, geçmişte değerli olan bir nesne veya kişi ise şimdiki zamanda değersiz olabilir, değer kavramı sürekli değişkendir aslında, değer kavramı her akılda farklı olabilir. Ne yazık ki sayıların toplamı kadar kesin değildir değer kavramı. Değeri veren kişinin otoritesi aklı da olabilir kalbi de. Ne zaman her iki değer biçici insanlar tarafından eşit şekilde kullanılırsa, değer biçilen her neyse o şey gerçekten değerli insan verir de insanın verdiği karar ile bir şeyin değerli olup olmadığının doğruluğuna ve yanlışlığına kim karar verir. Bu nedenle söyledim iki değer biçici eşit şekilde kullanılırsa bir şeyin değerli olup olmadığı o zaman anlaşılır.
insan kendine nasıl değer verir