RX8D. Hidrosalpinks Nedir, Tüp Bebekte Hidrosalpenks ve Laparoskopik TedavisiProfesör Doktor Gamze SinemTüp BebekHidrosalpinks Nedir, Tüp Bebekte Hidrosalpenks ve Laparoskopik TedavisiDoğal yollarla veya Tüp bebek tedavisi ile hamile kalamıyorsanız sorun hidrosalpenks olabilir. Hidrosalpinks söz konusuysa embriyolar rahime tutunamayabilir. Hidrosalpinks kısırlık nedenlerinin ve hamile kalamamanın %35’ini oluşturur. Tüplerin fallop kanalı fonksiyonunu yitirerek sıvıyla dolması sonucu oluşur. Hidrosalpinks’in tek bir fallop tüpünde olsa bile tüp bebek uygulamasının başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olabilmektedir. Hidrosalpinks olan hastalarda tüp bebek işleminde embryo transferi sonrası tüpte bulunan sıvının rahim içine akarak embryoların tutunmasına engel olması söz konusudur. Bu sıvının embryolar için toksik olduğu da bilinmektedir. Tüp bebek tedavilerinde bu tür başarısızlıklar yaşanmaması için hidrosalpinks laparoskopik tedavisi ile kontrol altına alınmalıdır. Yani sıvı ile dolu bu tüplerin laparoskopik yöntemle rahim ile olan bağlantısı kesilir veya tüpler tamamen alınabilir. Hidrosalpinks varlığı tüp bebek tedavisine başlamadan ya da kimi durumlarda uygulama aşamalarında fark edilebilmektedir. Ultrasonografide görülebileceği gibi histerosalpingografi Rahim filmi ile daha net görülür. Her iki durumda da laparoskopik müdahale yapıldıktan sonra hastaların hamile kalma ve sağlıklı bebek doğruma oranlarında ciddi artışlar gözlemlenmektedir. Hidrosalpenks NedirFallop Tüplerinin TıkanmasıHidrosalpenks TedavisiHidrosalpenks Laparoskopi Kapalı Ameliyat ile TedavisiTüp Bebekte Hidrosalpinks Tüp bebek yöntemi, çeşitli nedenlere bağlı olarak doğal yoldan bebek sahibi olamayan ya da olmaları risk taşıyan çiftlere ait üreme hücrelerinin sperm ve yumurta, vücut dışında, laboratuvar ortamında döllenmesi ve gerekli süre geçtikten sonra döllenmiş bu hücrelerin embriyo kadının rahmine yerleştirilmesidir. Tüp bebek tedavisi, ilk olarak fallop tüpleri zarar görmüş ya da işlevini yitirmiş kadınlarda uygulanmıştır. Daha sonra farklı nedenlere bağlı bebek isteğinde de uygulanır olmuştur. Çoğul gebeliklerin oluşmasına zemin hazırlaması nedeniyle tüp bebek tedavisi gören kadınlarda rahme yerleştirilecek embriyo sayısında sınırlamaya gidilmektedir. Türkiye’de transfer edilen embryo sayısı 35 yaş altında 1, üstünde ise 2 olarak yasa ile sınırlandırılmıştır. İlk iki denemede gebelik elde edilemedi ise 35 yaş altında da 2 embryo transferi mümkündür. Kadınların üreme sistemi organları arasında bulunan ve olgunlaşan yumurtaları rahme taşımakla görevli olan fallop tüpleridir. Tüpler, yumurta kanalları, rahim tüpleri veya Fallop tüpleri olarak da adlandırılır. Tüplerin içindeki epitel dokusu hasarlandığı zaman tüplerin işlevleri bozulur ve tüplerin tıkanması ile bu epitelden yapılan salgı tüp içinde birikmeye başlar. Sonuçta Hidrosalpenks diğer tanımıyla hidrosalpinks oluşur. Tüp bebek hastasında hidrosalpinks oluşmuşsa muhtemel aksiliklerle karşılaşır. Fallop Tüplerinin Tıkanması Sıvının birikmesinin temel sebebi, fallop tüplerinin fimbria -ya da pilus- olarak adlandırılan saçak görünümlü uç kısımlarının tıkalı olmasıdır. Yumurta kanallarının tıkanmasında başlıca etmen ise korunmasız cinsel ilişki nedeniyle bulaşan çeşitli mikroplar ve paralelinde gelişen enfeksiyonlar ile tüberkülozdur. Ek olarak önceden geçirilen ameliyatlar ve apandisit sebebiyle tüplerin tıkanması olasıdır. Hidrasalpinksi olmayan tüpleri tıkalı olan hastalar tüp bebek tedavisi ile gebe kalabilirler. Ancak tıkanıklık ile beraber hidrosalpinks varsa tüp bebek öncesi bunun tedavi edilmesi gereklidir. Tüplerin hasarlanmasından kaçınmak gebelik elde edilmesi açısından oldukça önemlisidir. Tüm kadınların klamidya vb. cinsel yolla bulaşan hastalıklardan kendilerini korumaları ve yoğun akıntı yaşadıklarında tedavi almaları gereklidir. Tüp hasarı ve hidrosalpinks varlığı ise tüp bebek tedavisi öncesi mutlakaekarte edilmelidir. Tüp bebek hidrosalpinks varlığında gebe kalma şansı yarı yarıya azalmaktadır. Hidrosalpinks laparoskopik tedavisi ile bu oranı çok daha yukarılara çekmek, başarıyla nihayete ermiş hamilelikleri görmek mümkündür. Hidrosalpenks olup hamile kalanlarda düşük ya da dış gebelik, hidrosalpenks olup tüp bebek tedavisi uygulanmışsa ise yine düşük ya da embriyonun tutunamaması gibi ihtimaller yüksektir. Fallop tüplerinin fonksiyonuna doğrudan etki eden, rahim tüplerinde ya da karın içinde yapışıklıklara sebebiyet verebilen ve tüplerin duvarlarının yapısının bozulmasına neden olan hidrosalpinks, yumurta ile sperm geçişini engelleyerek kısırlığa yol açabilir. Ayrıca, tüp bebek hidrosalpinks teşhisi konmuşsa sıvının yıkama etkisi nedeniyle rahme tutunmada zorluk yaşayabilir. Kimi hastalarda hiçbir belirti vermeyen kimilerinde ise hamile kalamama, dış gebelik, kronik ya da akut bir biçimde ortaya çıkan karın-kasık ağrısı, yanma ve pembe akıntı ile varlığını belli eden hidrosalpenks’in tanısı, yapılacak muayene kapsamında çekilecek HSG Histerosalpingografi/ilaçlı rahim filmi ile konulur. Ultrasonografi ve laparoskopi de tanı koymada başvurulan yöntemlerdendir. Ultrasonografi ile tanı koymaya çalışmak bazen yanıltıcı olabilmektedir. Bu tür bir muayenede içi sıvı dolu kistler ile hidrosalpenks benzer şekilde görülebilmektedir. Bu nedenle en kesin tanı için HSG yöntemine başvurulur, ardından laparoskopi yapılır. Hidrosalpenks Tedavisi 20. yüzyılın sonlarından itibaren yapılan çalışmalar, hidrosalpenks’in tüp bebek uygulamalarını olumsuz yönde etkilediği saptanmıştır. Ucu tıkalı fallop tüplerinde biriken sıvı, endometriyal kaviteye akarak olması gerekenin tersi yönünde embriyonun tutunmasını engeller, muhteviyatındaki endotoksinler ve mikroorganizmalar sebebiyle embriyo üzerine ciddi zarar verir, embriyonun endometriyum tarafından kabul edilmesini engeller ve endometriyum üzerine direkt zarar verir. Diğer bir değişle hidrosalpinks, kimyasal ve fiziksel yönden embriyoyu bozar. Anılan olumsuzluklar sebebiyle tüp bebek hidrosalpinks mevcudiyeti söz konusuyken tutunamayacağından ya da tutunsa dahi zarar görebileceğinden veya düşebileceğinden hastaların hidrosalpenks kapalı ameliyat ile rehabilite edilmesi son derece önemlidir. Hidrosalpinks laparoskopik tedavisi, tüp bebek uygulamasının öncesinde ya da uygulama aşamasında fallop tüplerinin klipler ile kapatılması ya da tüplerin çıkarılması anlamına gelir. Ameliyat edilen hastalarda, tüp bebek hidrosalpinks varlığı son bulacağı için tutunmak için daha çok şans elde etmektedir. Özelliklehidrosalpenks varlığına karşın yapılan ilk tüp bebek ankara uygulamasında başarısız olunmuşsa ikinci uygulamadan önce başarı oranını artırmak için laparoskopik müdahale gerekli görülür. Hidrosalpenks Laparoskopi Kapalı Ameliyat ile Tedavisi Laparoskopi, en genel tanımıyla, göbek etrafına delikler açılması 2-3 adet ve kesilerden, gaz verme ve görüntü alma özelliği bulunan cerrahi aletlerle karın içine erişilmesi işlemidir. Lapaposkopi, karın içindeki organların gözlemlenmesi suretiyle tanı koyma amaçlı ve bu bölgeye müdahalede bulunmak suretiyle cerrahi amaçlı yapılmaktadır. Kapalı bir ameliyat olduğundan hastaların açık ameliyat geçiren hastalarınkine kıyasla iyileşme hızları daha fazladır. Hidrosalpenks kapalı ameliyat ile amaç, tüp bebek başarı oranını artırmak için fonksiyonunu yerine getiremeyen, tıkalı fallop tüplerine gereken müdahaleyi yapmaktır. Genel anestezi altında, hidrosalpinks laparoskopik tedavisi için yapılan ameliyat esnasında cerrah, tüpleri açma salpingostomi, tüpleri uterusla birleştiği yerden tıkama kornual blokaj veya vücuttan çıkarma salpenjektomi yoluna gidebilir. Cerrah, “tüp bebek hidrosalpinks nedeniyle tutunamaz” yargısına varmışsa görevini aktif olarak yerine getiremeyen tüpleri çıkarır, uterin kavite ile olan ilişkisini keser. Bu yöntemin daha sık tercih edilmesinin sebebi ise tüp bebek tedavisinde kanalların mikro cerrahi yöntemlerle açılmasının, embriyonun tutunması açısından umut verici olmamasıdır. Üstelik tüpler alınmadığı takdirde hidrosalpenks tekrarlama ihtimali de söz konusu olabilmektedir. Ancak yine de cerrah, çok fazla yapışıklık söz konusu ise yumurta rezervlerine olumsuz etkide bulunmamak adına tüpü yerinde bırakmaya karar verebilir. Tüp Bebekte Hidrosalpinks Tüp bebek tedavisinde hidrosalpinks tanısı yumurtaların uyarılması aşamasında konulursa yumurtalar toplanırken sıvıyı cerrahi müdahale ile boşaltma yoluna gidilebileceği gibi embriyoları dondurarak tüpe müdahale etme yoluna da gidilebilir. Dondurulan embriyolar, tüplerin tedavi edilmesinden/alınmasından sonra rahme yerleştirilebilir. Özetle, tüp bebek hidrosalpinks varlığı nedeniyle rahimde tutunamıyor ya da tutunsa da çeşitli olumsuz etkilere maruz kalıyorsa hidrosalpinks laparoskopik tedavisi ile bertaraf edilmelidir. Cerrah tarafından uygun görülen işlem ardından hidrosalpenks’in embriyoya zarar vermesi ihtimali ortadan kalkacaktır. Hidrosalpinks ile ilgili detaylı bilgi ve kontrol için Ankara’da bulunan kliniğim ile irtibata geçebilir, randevu alarak kontrole gelebilirsiniz. Konuyla ilgili aklınıza takılan soruları yorumlar kısmından bana iletebilirsiniz. Makale Güncellenme Tarihi Eylül 2020 Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığının Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi YöntemleriGözyaşı Kanalı TıkanıklığıSebep Olan Faktörler ve Görülme SıklığıEn Sık Görülen BelirtileriTedavi YöntemleriKaynaklarGözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir?Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Neden Olur?Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Belirtileri Nelerdir?Bebeklerde Gözyaşı Kanalı TıkanıklığıYetişkinlerde Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı TedavisiGözyaşı Kanal Tıkanıklığı Belirtileri Ve Tedavisi – Sağlık Ocağım .NETGözyaşı kanal tıkanıklığı belirtileriGözyaşı kanal tıkanıklığı teşhisiGözyaşı kanal tıkanıklığı tedavisiGözyaşı kanal tıkanıklığı ameliyatı nasıl yapılır?Gözyaşı kanal tıkanıklığında nasıl önlemler alınmalı?Göz hastalıkları ile ilgili benzer sağlık konularıGözyaşı Kanalı TıkanıklığıGözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Nedir?Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Belirtileri2-Edinsel gözyaşı kanalı tıkanıklığı nedeniGözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Nasıl Tespit Edilir?1-Doğumsal gözyaşı kanalı tıkanıklığı tedavisi2-Edinsel gözyaşı kanal tıkanıklığı tedavisiBebeklerde Göz Çapaklanması ve Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı bebeklerde göz çapaklanması neden olur?Bebeklerde göz çapaklanmasına ne iyi gelir?Bebeklerde göz çapaklanması masajı nasıl yapılır?Bebeklerde gözyaşı kanalı tıkanıklığı neden olur?Bebeklerde gözyaşı kanalı tıkanıklığı nasıl anlaşılır?Bebeklerde göz kanalı tıkanıklığı nasıl geçer?Bebeklerde gözyaşı kanalı tıkanıklığı ameliyatı nasıl yapılır?Gözyaşı Kanalı Tıkanıklıklığı Ameliyatı ve İyileşme SüreciGöz Damar Tıkanıklığı AmeliyatıBebeklerde Göz Damar Tıkanıklığı AmeliyatıGözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Ameliyatı SonrasıGözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Bitkisel Tedavi Doğal ÇözümGözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Nasıl Tedavi Edilir?Göze Masaj YapmakAntibiyotikGözyaşı kanalı tıkanıklığı için ameliyatMasajSalatalıkPapatya ÇayıBal Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığının Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Gözü nemlendirmek ile görevli olan gözyaşı sıvısı gözün içinden kanallar vasıtasıyla burun yapısına bağlıdır. Bu kanallarda meydana gelen bir tıkanıklık ciddi göz enfeksiyonlarına sebep olabilir. Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Gözyaşı sıvısı gözü nemlendirmeye ve hava dış etkenlere karşı korumaya yarayan önemli bir oluşumdur. Ancak bazı kişilerde gözyaşı kanallarında meydana gelen tıkanıklıklar gözün yeterince nemlenmesini önleyerek enfeksiyon riskini ortaya çıkarmaktadır. Korumasız bir şekilde özelikle rüzgarlı veya ışığın yoğun olduğu ortamlarda çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Gözyaşı kanallarının anatomik yapısı göz kapaklarından başlayarak burnun alt kısmına kadar uzanan kanallardan ibarettir. Bu alanda çeşitli KBB enfeksiyonları veya farklı etkenlerle tıkanıklıklar meydana gelebilir. Bu hastalığın tedavisinde doğru bir tedavi uygulanabilmesi için hastalığın zamanında teşhis edilebilmesi ve soruna neden olan faktörlerin iyi analiz edilebilmesi önemlidir. Kanallarda veya çevresinde meydana gelen bir iltihaplanma sonucu oluşan tıkanıklık ile burun yapısındaki bir sorunun neden olduğu tıkanıklık aynı şekilde tedavi edilemez. Hastalıktan şüphelenen bireylerin vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmalarında fayda vardır. Sebep Olan Faktörler ve Görülme Sıklığı Gözyaşı tıkanıklığı bir çok sebeple ortaya çıkabileceği gibi her yaştaki bireyde de görülebilir. Genellikle 0-1 yaş aralığındaki çocuklarda görülme sıklığı daha fazladır. Bu çocuklarda durumun tespit edilebilmesi ve zamanında tanı koyulabilmesi önemlidir. İleri yaşlarda görülme olasılığı da oldukça fazladır. 40 yaşını aşmış bireylerde genellikle kanalların dokusunda meydana gelen bir iltihaplanma ve buna bağlı şişlik nedeniyle tıkanıklık görülür. Geçirilen ciddi göz enfeksiyonları bu durumun oluşmasına sebep olabilir. Kanalların burun içinde konumlanması olası burun sorunlarında bu durumun ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bu hastalığın her yaştaki bireyde görülmesine sebep olan en yaygın nedeni burun kanallarında bulunan şekil bozukluklarıdır. Buna ek olarak yoğun sinüs iltihaplanmaları, burun estetiği sonucunda gelişen komplikasyonlar ve burun kanalı içini etkileyen tümör veya beze gibi oluşumlar başlıca nedenleridir. Bunun yanı sıra yine burun kıkırdağındaki eğrilikler de bu tip sorunların oluşumuna sebep olabilir. Bunların yanı sıra gözyaşı taşı denilen oluşumun kanallarda veya gözyaşı kesesinde oluşması, elmacık kemiğindeki kırıklar, göz çevresindeki kemiklerde meydana gelen kırıklar ve kirpik kökü iltihaplanmaları bu hastalığın oluşumunu tetikleyen faktörlerdendir. En Sık Görülen Belirtileri Hastalığın oluşumunu tetikleyen veya doğrudan sebep olan faktöre göre belirtiler de farlılık gösterebilmektedir. Ancak genel olarak hastalarda benzer belirtiler seyreder. Erken yaştaki çocuklarda böyle bir sorun ile karşılaşılması ve durumun erken fark edilebilmesi oldukça önemlidir. Belirtiler devamlı olarak görülebileceği gibi belli etkenlere maruz kalındığında da kendini gösterebilmektedir. Belirtiler özellikle rüzgarlı, soğuk ve sert hava koşullarında, özellikle güneş ışığına doğrudan maruz kalındığında ve sinüs iltihaplanmalarının şiddetlendiği durumlarda artış gösterecektir. Kanal tıkanıklığı sonucunda her bireyde en sık görülen belirti aşırı gözyaşı akmasıdır. Gözlerin sulanması özellikle sert ve rüzgarlı hava koşularında ve yoğun güneş ışığında artış gösterecektir. Göz enfeksiyonlarında artış da önemli belirtileri arasındadır. Bunun yanı sıra hastalarda göz çevresinde rahatsız edici batmalar ve yanmalar da gözlemlenmektedir. Göz çukurlarında şişme görülmeye başlanması durumun ilerlemiş olduğuna işaret etmektedir. Gözyaşı dokusunda yaşanan değişim kirpiklerin yapışık bir görünüme maruz kalmasına sebep olacaktır. Buna ek olarak görüşte bulanıklık görülme riski de oldukça fazladır. Tedavi Yöntemleri Hastalığın altında yatan sebeplere göre tedavi yöntemleri uygulanmalıdır. Sorun değil neden odaklı tedavi her zaman için hastalığın tekrarlama riskini azaltacaktır. Hastaların yaş faktörü de uygulanacak tedavi yöntemlerini etkileyecektir. Hastalığın nedenlerinin doğru analiz edilebilmesi tekrarlama riskini azaltan en önemli faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. İlaç ile tedavi yöntemleri kısıtlı olan bu hastalığın en yaygın tedavisi probing adı verilen sondalama tedavisidir. Genellikle yeni doğanlarda 1-2 ayılık süreçten sonra uygulanabilen sondalama işlemi cerrahi müdahaleye gerek kalmadan sorunu tedavi edebilme imkanı sunsa da her zaman için yeterli olmayabilir. Tıkanıklığın açılması için sondalama işleminin yetersiz kaldığı durumlarda uygulanan en etkili tedavi cerrahi müdahaledir. Buna ek olarak slikon tüp uygulamasına da başvurulabilir. Ancak en kesin tedavi yöntemi cerrahi işlemdir. Cerrahi işlemde dikişli DSR veya dikişsiz Diod Laser DSR tedavisi uygulanacaktır. Dikişli DSR işleminde keseye 2-3 cm’lik bir kesi atılarak kanaldaki tıkanıklık temizlenir. Bu işlemin uygulanabilmesi için hastanın 2 yaşını geçmiş olması gerekmektedir. Kaynaklar Sizin oyunuz ilk olsun Loading… Источник // Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir? Haber güncelleme tarihi 1608 Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Hakkında Bilinmesi Gerekenler Göz sağlığı açısından oldukça önemli olan gözyaşı, daha net bir görüş elde etmenizi sağlamaktadır. Net görüşün yanı sıra göz kırpma refleksiyle birlikte gözün tüm yüzeyine dağılan gözyaşıtoz, kir ve duman gibi çevresel faktörler nedeniyle gözün yüzeyine bulaşan kirleri temizlemektedir. Gözün temizlenmesini sağlayan göz yaşı, aynı zamanda gözün nem dengesini koruyarak batma, yanma ve göz yüzeyinde kızarıklık gibi sorunları ortadan kaldırır. Gözün koruma kalkanı olarak nitendirilen gözyaşı, göz kapaklarının içinde bulunan gözyaşı bezinde üretilerek göz kapaklarımız aracılığıyla göz yüzeyine dağılmaktadır. Sürekli gözyaşı ve tepki gözyaşı olarak iki farklı şekilde meydana gelen gözyaşı söz konusudur. Sürekli gözyaşı, gözün nem dengesini sağlarken tepki gözyaşı rüzgar, toz ve ruhsal durumlar nedeniyle meydana gelmektedir. Gözyaşının bir diğer önemi ise göz kapaklarının daha kolay açılıp kapanmasını sağlayarak göz yüzeyinin korunmasını sağlamaktadır. Aksi halde göz hastalıklarından biri olan göz kuruluğunda yetersiz gözyaşı nedeniyle gözün yüzeyi daha çok zarar görmektedir. Kısaca özetlemek gerekirse gözün fonksiyonlarını tam anlamıyla yerine getirebilmesi adına gözyaşına ihtiyacı vardır. Gözü çevresel faktörlerden korurken aynı zamanda gözün nemli kalmasını sağlayarak daha net bir görüş elde etmenizi sağlamaktadır. Bu nedenle göz sağlığı açısından gözyaşı miktarı oldukça önemli bir yere sahiptir. Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Neden Olur? Halk arasında göz pınarı olarak adlandırılan, gözün iç kısmındaki bölümde bulunan gözyaşı bezinden salgılanan sıvı gözün nemlenmesini sağlar. Gözün ön ve arka kısmının nemlenmesini ve aynı zamanda temizlenmesini sağlar. Gözyaşı kanalından burunun içine doğru ilerleyen sıvı, oradan da boğazımıza akar. Gün içinde sürekli olarak tekrarlanan bu işlem göz sağlığı açısından oldukça önemlidir. Bebeklerde ve orta yaş sonrasında kadınlarda sıkça görülen gözyaşı kanalı tıkanıklığı, burun yapısına bağlı olarak enfeksiyonlara neden olabilir. Gözyaşı kanalı tıkanıklığı bulunan kişilerde göz enfeksiyonlarına sıkça rastlanılmaktadır. Aynı zamanda çapaklanma ve göz sulanması en sık görülen belirtilerdendir. Göz sağlığını olumsuz yönde etkileyen gözyaşı kanalı tıkanıklığı, gün içinde gözde ağrı, kızarıklık, şişkinlik ve çapaklanma gibi sorunlara neden olur. Özellikle burun yapısı eğriolan kişilerde, 1 yaşındaki bebeklerde ve orta yaş üzerindeki kadınlarda sıkça görülen bir rahatsızlıktır. Çoğunlukla 1 yaş ve civarındaki bebeklerde görülen ve doğuştan meydana gelen gözyaşı kanalı tıkanıklığı, aynı zamanda travma ve enfeksiyon gibi nedenlerden dolayı hemen hemen her yaşta meydana gelebilir. Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Belirtileri Nelerdir? Aşırı göz sulanması Sık sık çapaklanma Burun kökünde şişlik Burun köküne basıldığında göze iltihap gelmesi Burun ve çevresinde ağrı Bebeklerde Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Doğuştan meydana gelen gözyaşı kanalı tıkanıklığı, bebeğin anne karnındayken gözyaşı kanallarının gelişememiş olmasından kaynaklanmaktadır. Gözyaşı kesesinin buruna açıldığı bölümde bulunan zarın yırtılmadan bebeğin doğması durumunda gözyaşı buruna boşalamaz ve doğuştan gözyaşı kanalı tıkanıklığı meydana gelir. Bebekte sürekli olarak göz yaşarması, çapaklanma, burun kökünün yan tarafında şişme ve burun köküne basıldığında göze iltihap gelmesi en belirgin belirtilerdir. Bu durumda aile bir an önce doktora başvurmalı ve gerekli olarak tetkikleri yaptırmalılardır. Bebeklerde gözaltının şişmesi ve kızarması durumunda oldukça hassas olurlar. Öncelikle her gün düzenli olarak ılık su ile gözkapakları temizlenmeli ve masaj yapılmalıdır. Gözyaşı kanallarının tıkanması nedeniyle meydana gelen enfeksiyonu önlemek adına göz doktorunun muayene sonrasında önerdiği antibakteriyel göz damlaları kullanılabilir. Bebeklerde meydana gelen gözyaşı kanalı tıkanıklığında öncelikle başvurulan tedavi yöntemi masajdır. Ebeveynlerin gün içinde düzenli olarak 15’er defadan 4 kez tekrarlanan masaj uygulaması ile gözyaşı kanalı tıkanıklığında %95 oranında iyileşme görülür. Burun köküden başlayarak aşağı doğru uygulanan masaj oldukça etkili sonuçlar almanıza yardımcı olacaktır. Kendiliğinden açılmayan gözyaşı kanalı tıkanıklığında bebek 1 yaşını geçmiş ise sondalama işlemei uygulanır. İyileşme sağlanamaması durumunda 2 ay sonra 2. kez tekrarlanan sondalama işleminden de sonuç alınamazsa 3 yaş sonrasında “dakriyosistorinostomi” işlemi uygulanır. Yetişkinlerde Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Tedavisi Gözyaşı kanalı tıkanıklığında tedavi oldukça önemlidir. Tedavi edilmeyen gözyaşı kanalı tıkanıklığı gözde sürekli olarak enfeksiyon oluşumuna neden olmaktadır. Enfeksiyonların uzun süre devam etmesi durumunda menenjit ve sinüzit gibi hastalıklar kaçınılmaz olmaktadır. Gözyaşı kanalı tıkanıklığının tedavi yöntemi ameliyattır. Dakriyosistorinostomi adı verilen cerrahi yöntem ile kapalı olan kanal açılmaz. Bunun yerine yeni kanal açılarak %95 oranında iyileşme sağlanır. Ancak bu ameliyatın uygulanması sırasında yeni açılan kanalın iyileşme sürecinde kapanmayacak şekilde yapılması gereklidir. Aksi halde 3 ile 6 aylık iyileşme sürecinde kanalın yeniden kapanması söz konusu olabilir. Gözyaşı kanalı tıkanıklığında tercih edilen bir diğer tedavi yöntemi ise slikon tüp kullanımıdır. Ancak sondalama işleminde olduğu gibi başarı oranının düşük olması bu tedavi yöntemini ikinci planda bırakmaktadır. Uygulanan cerrahi tedavinin kanamasız ve dikişsiz olmasını isteyenler multidiode lazer olarak adlandırılan işlemi tercih edebilir. 8-10 dakika süren işlemde herhangi bir dikiş izi veya kanama söz konusu değildir. Kişi uygulamanın ertesi günü günlük yaşamına kaldığı yerden devam edebilir. Bu tedavi yöntemi aynı zamanda daha önce gözyaşı kanalından ameliyat olmuş ancak sonuç alamamış kişiler için oldukça uygundur. Cilt yüzenin kesilmemesi nedeniyle burun çevresindeki kasların zarar görmesi söz konusu değildir. Önerilen İçerik; ► Blefarit Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir? UYARI ! İçeriğimizde yer alan yazılı ve görsel içerikler farklı kaynaklardan derlenerek oluşturulmuş, öneri ve bilgilendirme yazısıdır. Kesin teşhis ve tedavi niteliği taşımamaktadır. Herhangi bir sağlık sorunu karşısında mutlaka doktorunuza başvurunuz. Unutmayın sağlık sorunlarında uygulanan tedavi yöntemleri bireylerin biyolojisi, kalıtsal özellikleri, yaş, boy, kilo farklılıkları, alerjik yönleri ve bunlar gibi onlarca farklı duruma göre değişiklik gösterebilir. Sağlık sorunlarınızın tedavisinde size ancak ve ancak doktorunuz yardımcı olabilir. Источник // Gözyaşı Kanal Tıkanıklığı Belirtileri Ve Tedavisi – Sağlık Ocağım .NET Yetişkinlerde göz yaşı kanal tıkanıklığı bebeklikten kalma bir kanal tıkanıklığı şeklinde ya da daha sonraki yıllarda geçirilmiş olan enfeksiyonlar, parazitel hastalıklar göz yaşı kanallarına enfekte ederek bu kanalların tıkanmasına neden olur. Ayrıca gözyaşı kesesi de vardır ve bu etkenler bu kesenin içerisinde birikerek kesede yapışıklık oluşmasına yol açar. Gözyaşı kanal tıkanıklığı erkek ve kadınlarda eşit oranda görülür. Gözyaşı kanal tıkanıklığı enfeksiyon geçiren kişilerde daha sık görülür. Gözyaşı kanal tıkanıklığı ve göz iltihapları genellikle tozlu, topraklı ve benzeri ortamlarda çalışanlarda daha sık görülür. Gözyaşı kanal tıkanıklığı belirtileri Gözyaşı kanalı tıkanmaya başladıktan sonra o gözden daha fazla yaş geldiği görülür. Aslında her iki gözde de eşit yaş olduğu halde diğer gözün kanalı tıkalı olduğu için gözyaşı gözün dışına akar. Gözyaşı kanalı işlevini yerine getiremez ise göz yaşının gözü yıkama – temizleme işlevi gerçekleşmeyeceği için burada toz ve mikroplar daha kolay birikir ve konjonktivit,göz kanlanması, göz kapaklarında kızarıklıklar, kirpik dibi iltihabı gelişmesi, çapaklanma gibi belirtiler ortaya çıkar. Eğer gözyaşı kesesinde iltihaplanma olur ise göz altı keselerinin şişmesine neden olarak gözlerde ağrıya bile sebebiyet verebilir. Gözyaşı kanal tıkanıklığı teşhisi Gözyaşı kanalı tıkanıklığı göz doktorunun yapacağı klinik muayenede hastanın gözü gereğinden fazla sulanmış görünmesi ile teşhis edilebilir. Gözyaşı kanalı tıkalı olan gözde devamlı yaşarma olması, bu durumun verilen ilaçlara rağmen geçmemesi, gözde sık sık iltihaplanma olması gibi durumlar hastada gözyaşı tıkanıklığı olabileceğini akla getirmelidir. Teşhiste önemli olan gözyaşı kanalının hangi seviyesinde tıkanma olduğunun bulunmasıdır. Bu durumun doğru teşhisi için gözün içerisine göz kapağından bir sıvı verilir ve bu sıvının kanalın neresine kadar gittiğini anlamak mümkün olabilir. Bu teşhis yöntemi klinik muayene sırasında yapılabileceği gibi, radyolojik tetkikler ile de yapılabilir. Göz kapağından gözün içerisine radyolojik görüntü eşliğinde bir sıvı verilir ve çekilen filmlerde bu sıvının kanalın neresine kadar gittiği, keseye ne kadar doldurup doldurmadığı tespit edilir. Bu teşhis yöntemi sonrası çıkan sonuca göre cerrahi tedavi planı yapılır. Gözyaşı kanal tıkanıklığı tedavisi Gözyaşı tıkanıklığı tedavisi Gözyaşı kanal tıkanıklığının tedavisinde öncelikle antibiyotik içerikli damlalar kullanılır. Bu tedavi sayesinde gözde var olan enfeksiyonların tedavisi yapılmış olur. Enfeksiyonların tedavisinden sonra gözyaşı kanal tıkanıklığına neden olan faktör ortaya kanal tıkanıklığı enfeksiyon nedeni ile oluşmuş ise enfeksiyon iyileştiğinde tıkalı olan kanal açılabilir. Fakat bu tedavilere rağmen gözyaşı kanalı açılmaz ve tekrar tekrar tedaviler uygulandıktan sonra bile açılmıyor ise, gözyaşı gözden dışarı akıyor ise, çapaklanma tekrarlıyor ise bu durumda cerrahi tedavi gündeme gelir. Gözyaşı kanalı tıkanıklığının cerrahi tedavisinde kanalda tıkanıklık var ise kanal açılır. Eğer kesede tıkanıklık var ise kese açılır. Yani gözyaşı kanalı tıkanıklığında nedene yönelik tedavi uygulanır. Gözyaşı kanal tıkanıklığı ameliyatı nasıl yapılır? Gözyaşı kanal tıkanıklığı cerrahi tedavisi iki farklı yöntem ile yapılır. Birincisi lazer yöntemi ile, ikincisi ise mikro cerrahi teknikler ile bu kanalları açmak mümkündür. Gözyaşı kanal tıkanıklığı lazer tedavisi Gözyaşı kanal tıkanıklığı lazer tedavisinde herhangi bir cilt kesi si yapmaya gerek kalmaz. Lazer tedavisinde bir endoskop yardımı ile direkt göz yaşı kanalından girilerek kanaldan devam edilir ve tıkanıklığın bulunduğu bölge açılır. Günümüzde lazer ile tedavi daha az komplikasyonu olan ve daha uygun olan, hastaların genelinde ilk seçenek olarak uygulanabilen bir yöntemdir. Lazer tedavisinin başarı oranı açık cerrahiye göre biraz daha düşüktür. Lazer yöntemi ile başarı elde edilemeyen olgularda açık cerrahi yönteme baş vurulur. Gözyaşı kanal tıkanıklığı cerrahi tedavisi Gözyaşı kanal tıkanıklığı cerrahi tedavisi lazer tedavisinde başarılı olunmayan vakalarda cilt açılarak tam görüş ile daha sağlıklı ve daha güvenli teknikler ile kanal açılır ve gereken durumlarda slikon sondalar ile açılan kanal bölgesinin açık kalması sağlanır. Göz yaşı kanal tıkanıklığı lazer ile de yapılsa, normal mikro cerrahi tekniği ile de yapılsa ameliyat sonrası tekrar kanalın tıkanma riski vardır. Gözyaşı kanal tıkanıklığında nasıl önlemler alınmalı? Gözyaşı kanal tıkanıklığı var ise yapılması gereken en iyi yöntem öncelikle bir göz doktoruna gitmek ve muayene olup gereken tedavinin uygulanmasına uymaktır. Gözyaşı kanal tıkanıklığı tedavisi tek bir tedavi ile bitmez ve oldukça uzun bir süreçtir. Gözyaşı kanal tıkanıklığında doktorun verdiği ilaçları düzenli kullanmak ve buna rağmen geçmeyen tıkanıklıklarda gereken yöntem ile cerrahi tedaviye izin vermek gerekir. Bu rahatsızlıktan dolayı sık sık gözyaşı olacağı için sürekli silmek zorunda kalınabilir ve bu durum nedeni ile kısır döngü oluşur. Göz her silindiğinde kornea tahriş olur ve göz daha fazla yaşarır. Bu nedenle gözyaşı fazlalığı olduğunda mümkün olduğunca gözleri dokunmamak ve tahriş etmemek gerekir. Gözün temizliğine dikkat etmek gerekir. Tedavi sürecinde hasta, doktor kontrollerini ihmal etmemelidir. Göz hastalıkları ile ilgili benzer sağlık konuları Источник // Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Beş duyu organımızdan birisi olan görme duyusu gözler vasıtasıyla gerçekleşir. Göz hassas bir duyu organıdır. Dış dünyayı algılamamızı sağlayan göz sağlığımız şüphesiz bizler için büyük önem arz etmektedir. Zira gözlerdeki en ufak bir rahatsızlık hayat kalitesini bir anda çok fazla düşürmekte ve kişiye acı vererek hayatını zorlaştırmaktadır. Birçok göz sorunu vardır. Kimisi doğuştan gelen kimisi sonradan çevreden kaynaklanan problemlerdir. Genetik ne kadar önemli olsa da günlük yaşamda dikkatsiz davranılması da gözlere zarar verebilmektedir. Burada kişiye düşen göz sağlığını nasıl koruyabileceğini öğrenmesi ve uygulamasıdır. Ayrıca varsa göz kusuru tespit edip tedavi etmek gerekir. Gözyaşı kanalı tıkanıklığı da sık rastlanabilen bir göz rahatsızlığıdır. Gözlerimiz kendini zararlı etkenlerden korumak için düzenli ve belirli aralıklarla gözyaşı salgılar. Gözün her daim nemli kalmasını sağlayan gözyaşı göz kapaklarının kapanıp açılmasıyla oluşan sürtünmeden doğacak sorunlar dahil olmak üzere pek çok sorunun önüne geçer. Tabii bu gözyaşı bir kanal boyunca ilerler. Sağlıklı bireylerde bu kanallar açık olup herhangi bir sorun söz konusu değildir ancak bazı kişilerde çeşitli nedenlerden dolayı gözyaşı kanalı tıkanıklığı görülebilir. Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Nedir? İlk olarak gözyaşı kanalından bahsedelim. Gözlerimizin ön yüzeyinin nemli tutulması gerektiğinden, gözyaşı bezlerimiz düzenli olarak gözyaşı salgılar. Salgılanan bu gözyaşı belirli bir kanal boyunca ilerler. Bu kanala gözyaşı kanalı denir. Bu kanallarda sorun olması hayatı olumsuz etkileyebilmektedir. Gözyaşı kanalı tıkanıklığı da adından da anlaşılacağı üzere bu gözyaşı kanallarını tıkayarak kişide hastalık meydana getirir. Gözyaşı, kaşların altında bulunan lakrimal bezlerden salgılanır. Buradan salgılanan gözyaşı burna yakın bölgelerdeki kapaklarda bulunan kanallardan buruna doğru akar. Bu kanalların tıkanması gözyaşının buruna akmasını engeller. Buruna akamayan gözyaşının çoğu böylelikle yüze doğru akmaya başlar ve göz sulanmasına sebep olur. Buruna akan bu kanalların olduğu bölgede punktum adı verilen açıklıklar bulunur. Bu açıklıklar biri üst kapakta biri alt kapakta olmak üzere 2 tanedir. Gözyaşı burada şöyle bir güzergah izler. Öncelikle gözyaşı bu üst ve alt kapakta bulunan 2 delikten kanalikül denilen kanalcığa, oradan da gözyaşı kesesine ve son olarak da burna doğru akar. Gözlerimizi her kırpışımızda bu sistem çalışır ve gözyaşı bu kanallara pompalanarak sistem sağlıklı bir şekilde çalışmasına devam eder. Biz bu sistemin çalışmasını hissetmeyiz ve sistem bizim isteğimiz dışında çalışır. Burada anlattığımız gözyaşı kanalının tıkalı veya dar olması gözyaşının kanal boyunca akıp buruna ulaşan sisteminin sağlıklı bir şekilde işlememesine sebep olmaktadır. Kanal tıkalı olunca gözyaşı buruna akamaz ve yüze doğru akmaya başlar. Bu da zamanla enfeksiyon ve iltihaplanmalara sebep olmaktadır. Daha sonrasında ise ağrı, sızı, kızarıklık gibi şikayetler ortaya çıkmaktadır. Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Belirtileri Gözyaşı kanalı tıkanıklığının belirtisi olarak karşımıza ilk önce gözlerin aşırı sulanması çıkmaktadır. Gözyaşının buruna akamayıp tamamının yüze akmasından dolayı gözlerde fazlasıyla sulanma meydana gelir. Bu sulanma daha sonra iltihaplanmalara yol açar. Daha sonrasında burun kökünde şişlik, burun köküne basınca iltihap çıkması ve gözlerde çapaklanmayla beraber gözlerde kızarıklık gibi durumlar ortaya çıkar. Genellikle sebebi bebeğin anne karnında gözyaşı kanalların gelişimini tamamlayamadan doğmasından kaynaklanır. Gözyaşının buruna aktığı kanallar açılmadan doğum gerçekleştiği için bu durum ortaya çıkar. Bunun sonucunda da gözyaşı buruna akamaz. 2-Edinsel gözyaşı kanalı tıkanıklığı nedeni Edinsel gözyaşı kanalı tıkanıklığı genelde yetişkinlerde görülür. Orta ve ileri yaşlarda ortaya çıkabilir. Çeşitli hastalıklar buna sebep olabilir. Örneğin; sinüzit, çeşitli enfeksiyonlar, gözyaşı kesesi taşı, tümör türleri, travmalar buna sebep olabilir. Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Nasıl Tespit Edilir? Gözyaşı kanalı tıkanıklığının tespitinde en çok kullanılan yöntem bir kanül yardımıyla gözyaşı kanallarına sıvı verilmesidir. Bu sıvı sayesinde gözyaşı kanalları kontrol edilir. Eğer sıvı kanalları geçip buruna ve boğaza ulaşmışsa kanallar açık demektir. Eğer sıvı buralara ulaşamıyorsa kanallarda tıkanıklık var demektir. Boğaza sıvının ulaşıp ulaşılmamasına bakılarak sorun tespit edilebilir. Daha sonrasında doktorun gerekli görmesi halinde gözyaşı kanal yolları görüntülenebilir. Dakriyosistografi ve dakriyosintigrafi teknikleriyle gözyaşı kanal yolları görüntülenir ve sorun varsa tespit edilip teşhis konulur. 1-Doğumsal gözyaşı kanalı tıkanıklığı tedavisi Doğumsal kökenli gözyaşı kanalı tıkanıklığı tedavisinde ilk 1 yıl masaj tedavisi uygulanır. Burun kökünden aşağılara doğru sıvazlama şeklinde yapılan bu masaj gözyaşı kanalı tıkanıklığının ilk 1 yıl içerisinde günde 3-4 defa 100 kez yapılmasıyla genelde başarıya ulaşılır. Masajla kanal kendiliğinden açılır. Çok yüksek bir oranda başarılı bir tedavi yöntemidir. Yaklaşık %95 oranında sonuç verir. Gözde çapaklanma olması durumunda gözün iltihap kapmaması açısından antibiyotik damlalar kullanılabilir. yıl içinde göz sulanmasının devam etmesi halinde anlaşılır ki gözyaşı kanalları masajla kendiliğinden açılmamıştır. Bu durumda tıbbi müdahale gerekir. Sondalama tedavi yöntemiyle kanallar açılmaya çalışır. Bu sondalama işlemine probing de denilir. Eğer sondalama işleminden sonra gözler yaşarmaya devam edip şikayetler tekrarlarsa sondalamaya devam edilebilir. Birkaç sefer daha sondalama işlemi yapılır. Sondalama da fayda etmezse bebeğe balon kataterile dilatasyon ve tüp entübasyonu tedavisi uygulanabilir. Yine hastalığın geçmemesi durumunda ilerleyen yaşlarda çocuğa ameliyatlı tedavi uygulanır. Gözyaşı kanalları ameliyatla açılır. 2-Edinsel gözyaşı kanal tıkanıklığı tedavisi Genelde göz sulanması şikayetiyle ortaya çıkan gözyaşı kanal tıkanıklığı tespit edildiğinde cerrahi müdahale gerekmektedir. Burada tedavide amaçlanan gözyaşı kesesinden burna akan yeni bir kanal açmaktır. Bu tedavi için çeşitli yöntemler kullanılabilir. Yeni açılan kanalın yeniden tıkanması söz konusu olabilir. Bu tip vakalarda kanallara silikon tüp tedavisi uygulanabilir. Bu ameliyatlar 3 farklı şekilde gerçekleştirilebilir. 1-External dakriyosistorinostomi Tedavinin başarı verme şansı en yüksek olan bu ameliyat türünde burun ile göz arasında bir kesit açılır. Buradan girilerek gözyaşı kesesinden buruna doğru yeni bir kanal açılır. Başarı şansı yüksek olmasına karşılık deride dezenformasyona neden olup iz bırakabildiği için hastalarda estetik kaygı oluşturabilmektedir. 2-Endoskopikdakriyosistorinostomi Bu tedavi yönteminde endoskop kullanılır. Bu ameliyatlarda burun içerisinden endoskopla girilerek burundan gözyaşı kesesine doğru bir kanal açılır. Ciltten kesi alınmaması ve haliyle iz bırakmaması sebebiyle estetik açıdan daha çok tercih edilir. Uzman doktorlar aracılığıyla gerçekleştirilir. 3-Transkanaliküler lazer dakriyosistorinostomi Adından da anlaşılacağı üzere lazerle uygulanan bir tedavi yöntemidir. Son yıllarda lazer teknolojisinin tıpta yaygın kullanılmaya başlanmasıyla birlikte gözyaşı kanal tedavisinde de kullanılmaya başlanmıştır. Bu yöntemde diğer yöntemlerin aksine göz tarafından işlem yapılır. Lazer yardımıyla göz tarafında ağzı olan kanaliküllerin içerisine girilerek kanal tedavisi gerçekleştirilir. Bu yöntemde hastaya lokal veya genel anestezi uygulanarak gözyaşı kanalının ağzı genişlettirilir ve lazer probu kanala yerleştirilir. Burna doğru ilerletilen lazer probu yan burun duvarına yaslatıldığında çalıştırılır ve yeni bir kanal açılır. Bu işlemler devamlı olarak burun içerisinden sokulan endoskopla izlenir. Kanalın büyüklüğü ve genişliği buradan tespit edilir ve istenilen konuma gelene kadar kanal boyunca hücreler yakılarak yol açılır. Daha sonrasında ise silikon tüple kanal tıkanıklığı tedavisi sonlandırılmış olur. Источник // Bebeklerde Göz Çapaklanması ve Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Bebeklerde göz çapaklanması neden olur, nasıl geçer? Gözyaşı kanalı tıkanıklığı neden olur, nasıl tedavi edilir? Hangi durumlarda ameliyat gerekir? Bebeğinin gözünün sağlığına kavuşması için evde uygulayabileceğin yöntemler neler? Hadi başlayalım! Çocuklarda göz çapaklanmasının başlıca nedenleri; Göz enfeksiyonları, Gözyaşı kanalı tıkanıklığı, Göze yabancı cisim kaçması, Korneada meydana gelen bir travma olabilir. Doğumdan sonraki 3 ay içerisinde gözlerde sürekli çapaklanma yaşanıyorsa bunun nedeni, gözyaşı kanalı tıkanıklığına bağlıdır. Eğer gözdeki çapaklanma bakteriyel enfeksiyondan kaynaklanıyorsa sarı-yeşil bir akıntı görülebilir. Çapaklanma tek taraflıysa sebep, göze gelen bir yabancı cisim ya da travma kaynaklı olabilir. Antibiyotik kullanımıyla iyileşen çapaklanma, ilaç kullanımı bırakıldığında tekrar ediyorsa bunun nedeni, gözyaşı kanallarında tıkanıklık olabilir. Yenidoğan bebeklerde göz çapaklanması neden olur? Eğer çapaklanma doğumdan sonraki ilk günlerde oluyorsa bebek, doğum kanalından enfeksiyon almış olabilir. Doğumun 1. haftasından sonra gerçekleşen çapaklanmalarda dışarıdan mikrop alınması ya da gözyaşı kanallarında tıkanma söz konusudur. Yenidoğan Tarama Testleri Nelerdir? Bebeklerde çapaklanma için genellikle antibiyotik tedavisi uygulanıyor. Dışarıdan gelen mikropların yol açtığı çapaklanmalarda antibiyotik damlayla iyileşme sağlanıyor. Bebeğin 6. ayından sonraya sarkan tedavilerde genel anestezi yapılması gerekebiliyor. Bu nedenle bebeğinde kronikleşmiş bir çapak problemi varsa erken hareket etmende fayda var. Çapaklanma tedavi edilmediği takdirde gözyaşı kanallarında tıkanıklığa neden olabiliyor. Tespit edilmesi zor sorunlar için dikkatli ol Bebeklerde Göz Hastalıkları ve Belirtileri! Bebeklerde göz çapaklanmasına ne iyi gelir? Çapağı uzaklaştırmak için ılık suyla ıslatılmış temiz bir bezle miniğinin gözünü silebilir ya da yıkayabilirsin. Bebeklerde göz çapaklanması çay pansumanı ile de tedavi edilebiliyor. Özellikle kaynamış çay suyu çapaklanmaya iyi gelen etkenlerden. Bebeklerde burun tıkanıklığı için kullanılan serum fizyolojik damlalar da gözde çapaklanmaya iyi geliyor. Enfeksiyon kaynaklı göz çapaklanmaları içinse buna uygun tıbbi tedavi uygulanması gerek. Bebeklerde göz çapaklanması masajı nasıl yapılır? Bebeğinin gözüne bez, pamuk ya da gazlı bez yardımıyla masaj yapabilirsin. Bu esnada bebeğinin gözü kapalı olmalı. Kirpikler birbirine yapışıksa pamuk topunu steril suya batırıp, göz kapağının iç köşesinden burnun yan tarafına doğru yavaşça masaj yaparak silmelisin. Her iki göze de ayrı pamuklar kullanmalısın. Her bir pamuk topunu içeriden dışarıya hareket ettirerek, ileri-geri sürtmeden bir kez kullanmalı ve sonra atmalısın. Bu tür hafif akıntılar ilk birkaç ay birçok kez olabilse de bebeğinin gözlerine zarar vermez. Miniğin büyük olasılıkla daha büyük bir tedaviye gerek kalmadan çapak probleminden kurtulur. Bebeklerde gözyaşı kanalı tıkanıklığı neden olur? Gözyaşı kanalında tıkanıklık, yenidoğan ve küçük bebeklerde çok sık görülen bir rahatsızlık. Bebeklerin bir kısmı, bir ya da iki gözyaşı kanalı kısmi ya da tamamen tıkalı olarak doğarlar. Bu kanallar genellikle gözyaşının üretilmeye başlandığı 2. haftanın sonunda açılırlar. Yenidoğan bebeklerde gözyaşı tıkanıklığı genellikle gözleri kapatan zar, doğumda kaybolmadığı zaman ortaya çıkar. Bazen bir zar ya da küçük bir kist, gözyaşında tıkanıklığa veya enflamasyona neden olabilir. Gözyaşı tıkanıklığı bebeklerin gözlerinde tekrarlayan yaşarmalara ve akıntılara yol açabilir. Eğer tıkanıklık bebeğin 3. ayında ısrarla devam ediyorsa değerlendirilmesi gerekir. Yenidoğan hastalıkları Bebeğinde Görülebilecek Bu Hastalıklara Dikkat! Bebeklerde gözyaşı kanalı tıkanıklığı nasıl anlaşılır? Kanaldaki tıkanıklık açılmadığı takdirde sulu ya da mukuslu gözyaşına neden olur. Bu durumda, gözyaşı geriye doğru birikir ve burundan aşağı süzülmek yerine, yanaklardan aşağı doğru akarak gözlerde tek gözde de olabilir aşırı gözyaşı varmış görüntüsü verir. Böyle bir durumda bebeğinin göz kanallarında tıkanıklık olduğunu anlayabilirsin. Bebeklerde göz kanalı tıkanıklığı nasıl geçer? Gözyaşı tıkanıklığı zararlı bir rahatsızlık değil. Göz kanalları, bebeğin 9. ayında tedavi gerektirmeden açılırlar. Eğer kanal kapalı kalırsa gözyaşlarının düzgün bir şekilde akmasını engeller. Bu durum bebeklerde göz iltihabına neden olabilir. Bebeğinin gözünden sarı-yeşil ya da beyaz bir akıntı geldiğini, kirpiklerinin gece kuruyup birbirine yapıştığını ve bu nedenle sabah uyandığında gözlerini açamadığını görebilirsin. Fakat bu akıntı, enfeksiyonu işaret etmediği için antibiyotikle tedavi edilmez. Öte yandan doktorun bunun gerçek bir enfeksiyon olduğuna inanıyorsa özel bir göz damlası ya da kremiyle tedaviye geçebilir. Fakat çoğu bebek için steril suyla gözü nazikçe temizlemek yeterli. İlk 1 yıl boyunca burun kökünden aşağı doğru sıvazlama şeklinde yapılan masaj, bebeklerde gözyaşı tıkanıklığı tedavisinde uygulanan etkili çözümlerden biri. Bunu günde 3 kez, 10’ar defa tekrarlaman yeterli. Erken müdahalede genellikle bir aylık düzenli antibiyotik tedavisi ve masaj uygulamasıyla tıkalı kanalın açılma ihtimali %90’lar civarında. Buna rağmen iyileşme sağlanmazsa bebeklerde gözyaşı kanalı tıkanıklığı sondalama ile tedavi edilir. Tele benzer ince bir aletle gözyaşı kanalına girilerek tıkanıklık giderilir. Bebeklerde gözyaşı kanalı tıkanıklığı ameliyatı nasıl yapılır? Gözyaşı kanalı tıkanıklığı çok nadiren cerrahi müdahale gerektirebilir. Damla, masaj ve sondalama uygulamaları sonuç vermezse daha komp olan ameliyata yönelmek gerekir. Ameliyat 2 yolla gerçekleştirilebilir İlk yöntemde, keseden girdikten sonra özel lazer sondasıyla kapalı kısmın burna doğru açılması sağlanır. İkincil yol ise mekanik olarak uygulanan mikrocerrahi yöntemidir. Bunda da kapalı olan kesenin açılarak burunla birleşmesi sağlanır. Bu da ilgini çekebilir 5 Maddede Bebek ve Çocuklarda Güneş Gözlüğü Kullanımı Kaynaklar Yaşamın İlk 2 Yılında Çocuk Sağlığı ve Bakımı-Prof. Dr. Gülbin Gökçay Bebek ve Küçük Çocuk Bakımı 0-5 Yaş-Steven P. Shelov & Tanya Remer Altmann Источник // Gözyaşı Kanalı Tıkanıklıklığı Ameliyatı ve İyileşme Süreci Gözyaşı kanal tıkanıklığı tedavisi için en kesin ve en etkili yol cerrahi müdahale yani ameliyat olmaktadır. Üç ayrı teknikle yapılan bu ameliyatların sonrasında hemen günlük hayata dönülebilir. Göz Damar Tıkanıklığı Ameliyatı Göz damar tıkanıklığı tanısı konulan bir hastanın tedavisinde; eğer sorunun kaynağı eğrilik ya da kırık ise en kesin ve en etkili yol cerrahi müdahale yani ameliyattır. Bu ameliyatta ana amaç gözyaşının burnun arkasında bulunan boşluğa rahat akabilmesi için gözyaşı kesesi ile bu boşluğun arasına bir yol açmaktır. Göz damar tıkanıklığı ameliyatlarında farklı teknikler kullanılmaktadır. Genel olarak üç ana teknik kullanılarak yapılır. External Dakriyosistorinostomi Ameliyatı Endoskopik Dakriyosistorinostomi Ameliyatı Transkanaliküler Lazer Dakriyosistorinostomi Ameliyatı External Dakriyosistorinostomi Ameliyatı Bu müdahalede; burun ile göz arasında ufak bir kesi açılarak yapılan bu operasyonda gözle burun arasına yol açılır. Oldukça başarılı sonuçlar veren bu operasyon türü cilt üzerinde herhangi bir ameliyat izinin daha sonradan kalmaması nedeni ile hastalar açısından pek tercih edilmemektedir. Endoskopik Dakriyosistorinostomi Ameliyatı Bu operasyonda; endoskopi cihazıyla burundan direk girilerek yapılan bu operasyonda göz yaşı kesesi doğrultusunda yol açılır. Bu operasyonlarda doktorunuza aynı zamanda kulak burun boğaz uzmanları da eşlik eder. Endoskopik Dakriyosistorinostomi; diğer ameliyatlara göre yeğlenen bir operasyon türü olmaktadır. Transkanaliküler Lazer Dakriyosistorinostomi Ameliyatı Transkanaliküler Lazer Dakriyosistorinostomi günümüzde yaygınlaşmıştır. Kanaliküller içinden; gözyaşı kanalına kesi yapmadan lazerli bir operasyondur. Tercihe bağlı olarak; genel anestezi veya lokal anestezi ile yapılabilmektedir. İlk olarak gözyaşı kanalının girişi genişletilir. Daha sonra probun; burna doğru ilerlemesi sağlanır. Burna yaklaştığı zaman, lazerli müdahale başlar. Lazer yakarak kapı açar. Endoskopi cihazı sayesinde operasyon görüntülenirken yeterli yer açılınca slikon tüp yerleştirilerek operasyon bitirilir. Bebeklerde Göz Damar Tıkanıklığı Ameliyatı Bebeklerde doğdukları anlardan itibaren gözde sulanma ve çapaklanma olabilmektedir. Bir yaşına kadar bunun geçmesi beklenir. Bu bir sene de masaj ve damla ile bu sorun ortadan kaldırılmaya ve tedavi edilmeye çalışılır. Bir yaşına kadar geçmeyen tıkanıklıkta bu kez de sonda adı verilen özel tellerle bu kanallar açılır. On bebekten birinde ya da ikisinde tekrar tıkanma söz konusu olabiliyor. Bu kez iki ay beklenir ve tekrar sondalama sistemi uygulanır. Tekrar tıkanma riskine karşı özel tüpler yerleştiriliyor. Bu tüpler bir buçuk iki ay bebeğin gözünde kalıyor ve daha sonra çıkarılıyor. Bebeklerde göz damar tıkanıklığında ameliyat en son müdahale şeklidir. Damla tedavisi, masaj tedavisi arkasından birkaç kere sondalama yapıldıktan sonra hala tıkalı kanal açılmadı ise ameliyat tek çözümdür. Genellikle böyle bir ameliyata bebeklerde pek gerek kalmıyor. Çok nadir durumlarda ameliyat olayına gerek görüldüyse; göz kapağında bulunan küçük kanaldan giriş yapılır. Göz yaşı kesesine ulaşılır. Bu kesede aşağı doğru açılmayan kısım büyütülerek açılır. Bu iki şekilde gerçekleşir Göz kapağından girdikten sonra lazer sondası kullanılarak açıklık sağlanır. Lazer ışınları açılması gereken kısmı ışınları ile tahrip ederek; Mikro cerrahi sistemi kullanılarak kese ile burun boşluğu arasında bir açıklık oluşması sağlanarak birleştirilir. Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Ameliyatı Sonrası Her cerrahi müdahalede olduğu gibi gözyaşı kanal tıkanıklığı ameliyatı sonrası bakım oldukça önemlidir. Operasyondan sonra hastaların özellikle dikkat etmesi gereken hususlar; Bilhassa yapılan cerrahi müdahale sonrasında beş gün boyunca burnu zorlamamak gerekmektedir. Burun içini sürekli nemli tutmak önemli bir ayrıntıdır. Evin içini nemli tutmak için uzman kontrolünde nemlendirici cihazlar kullanılmalıdır. Operasyon sonrasında bir ya da iki gün kanlı akıntı olması normaldir. Kanamanın fazla olduğu durumlarda burnun kökünü iki parmakla sıkıştırarak dik durmak gerekmektedir. Burun damlarını zamanında kullanmak kanamanın arttığı ya da geçmediği durumlarda doktorunuza başvurmak atlanmaması gereken önemli bir husustur. Şişme olmaması için operasyon sonrasında bir iki gün boyunca buz torbaları uygulanması gerekir. Operasyon sonunda tansiyon ilaçlarını atlamamak; bunun yanında kan sulandırıcı niteliği olan coumadin ya da aspirin tarzındaki ilaçlardan uzak durmak gerekir. Ameliyat sonunda burundan verilen antibiyotikli merhemin kullanılmasına ara verilmemeli; eğer gözyaşı kesesinde sızıntı varsa doktor kontrolünde ağız yolu ile de antibiyotik alınmasında yarar vardır. Operasyon sonunda yaranın üzerine yerleştirilen pansuman ertesi sabah alınır. Buna karşı burun akıntısına karşı burnun altına gazlı bez takılabilir. Ertesi gün banyo yapılabilir saç yıkanabilir. Gözlerde ağrı ya da kızarıklık olması durumunda doktorunuzla irtibata geçmeniz gerekmektedir. Operasyondan sonra bir ay boyunca burna su çekilmemeli nezle olmamaya özen göstermelidir. Operasyon sonrasında burun spreyi ve göz damlası kullanılma Kullanıcı Yorumları ve Oyları Sizin oyunuz ilk olsun Loading… Источник // Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Bitkisel Tedavi Doğal Çözüm Göz yaşı tıkanıklığını gözyaşını göz yüzeyinden buruna taşıyan yoldaki kısmi veya tamamen tıkanmasına denir. Gözyaşı kanalı tıkanıklığı her yaşta meydana gelebilir. Doğuştan bile olabilir. Gözyaşları normalde gözden buruna uzanan gözyaşı kanalı denilen küçük tüplerden akar. Gözyaşı kanalı tıkanırsa veya açılmazsa, gözyaşları gözden doğru şekilde akamaz. Tıkanıklık sıvıyla dolabilir ve şiş, iltihaplı ve bazen enfekte hale gelebilir. Her yaşta oluşabilmesine rağmen gözyaşı kanalı tıkanıklığı bebeklerde daha sık görülür. 100 yeni doğandan 6’sını etkiler. Gözyaşı kanalı tıkanıklığı için doktorlar Netira damla, Tobrased damla reçete etmektedir. Gözyaşı Kanalı Tıkanıklığı Nasıl Tedavi Edilir? Gözyaşı kanalı tıkanıklığı için farklı tedaviler vardır. Doktorunuz sizin için hangi tedavinin en iyi olduğunu açıklayacaktır. Medikal tedaviler herhangi enfeksiyon için masaj ve antibiyotikleri içerir. Bunlar işe yaramazsa doktorunuz ameliyatı tavsiye edecektir. Göze Masaj Yapmak Gözyaşı kesesine nazikçe masaj yapmak gözyaşı kanalını açmaya yardımcı olacaktır. Bunu genellikle günde 4-6 kez yapmanız gerekecektir. Doktorunuz gözyaşı kesesine nasıl masaj yapacağınızı açıklayacaktır. Antibiyotik Enfeksiyon belirtileri varsa, gözde kullanım için özel olarak geliştirilen antibiyotikler kullanılabilir. Enfeksiyonunuz varsa doktorunuz antibiyotik damla veya merhem reçete edebilir. Merhem veya göz damlasını doğru şekilde kullandığınızdan emin olun. Gözyaşı kanalı tıkanıklığı için ameliyat Medikal tedaviler birkaç ay sonra işe yaramazsa ameliyat olmanız gerekebilir. Gözyaşı kesesi enfekte olmuşsa ve göz yuvarı ve burun tarafı arasındaki deri kızarık ve şişmişse de ameliyat olmanız gerekir. Farklı tür ameliyatlar mümkündür. Doktorunuz hangi ameliyatın sizin için en iyisi olduğunu söyleyecektir. Bu, tıkanıklığı ne kadar ciddi olduğuna ve yaşınıza bağlı olacaktır. Doktorunuz ameliyatla ilgili riskleri de bildirecektir. Neyse ki, çocuk 1 yaşına gelene kadar neredeyse tüm gözyaşı kanalı tıkanıklıkları kendiliğinden açılır. Eğer kanal tıkalı kalırsa, kanal girişi küçük bir sonda ile genişletilebilir. Masaj Basit bir göz masajı tıkalı gözyaşı kanalını açmaya yardım edebilir. Buruna en yakın olan köşeden başlayın, hafif bir baskı uygulayın. Parmağı burnun köşesine doğru kaydırın ve bu hareketi 10 kez tekrarlayın. Bu gözyaşı kanalını tıkayan parçacığı gevşetebilir ve gözyaşının serbestçe akmasını sağlar. Salatalık Salatalık tıkalı gözyaşı kanalını iyileştirmek için etkili bir yoldur. Salataların %90’ı sudur ve nem tıkanıklığı rahatlatmaya yardım eder. Sebze soyucu kullanarak salatanın kabuğunu soyun. Daha sonra salata parçalarını etkilenen gözyaşı kanalına 10 dakika tutun. Bunu bir hafta boyunca her gün 3 kez tekrarlayın. Papatya Çayı Yarım su bardağı suyu kaynatın. İçine 2 tatlı kaşığı papatya koyup sıcak suyun içinde 20 dk bekletin. Temiz bir bezi mesela eski bir atlet parçasını bu beze batırıp sıkın ve gözyaşı kanalının tıkalı olan yere bunu tutun. 2. Yöntem Bir bardak suyu kaynatın içine 2 sallama papatya çayı koyup 5 dk bırakın. Bu sallama çay poşetlerini gözyaşı kanalı tıkanıklığı olan yerde bekletin. Bal Biraz balı gözyaşı kanalı tıkanıklığı olan yere sürüp masaj yapın. Buna 3 kez devam edin. Manuka balı daha etkilidir. Источник // Bir çift çocuk sahibi olmayı planladığında, genellikle yüksek beklentileri vardır ve ailelerine ekleme beklentisi için heyecanlanırlar. Ne yazık ki, tüm çiftlerin yaklaşık yüzde 15 ila 20’si kısırdır. Bu vakaların yüzde 50’sinde sorun erkekte yatmaktadır. Erkek kısırlığı, bir kadını hamile bırakamamaktır. Oldukça yaygındır; Her ne kadar birçok çift yapay olarak yardım almadan doğal olarak gebe kalabilse de, hala çok ciddi bir durumdur ve her zaman doktorunuzla veya başka bir sağlık uzmanıyla tartışılmalıdır. Erkek doğurganlığı çevremizdeki veya gıdalarımızdaki kimyasallara çok duyarlıdır. Yediğimiz gıdalarda, spermin işleyişini değiştirebilecek bazı bileşikler vardır. Erkek kısırlığı , anormal sperm fonksiyonu, spermin tıkanması, hastalıklar, yaralanmalar, yaşam tarzı seçimleri, düşük sperm üretimi ve daha fazlası gibi çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Tabii ki, erkek kısırlığınız varsa, en büyük sorunlardan biri iyi bir doktor bulmaktır. Ne yazık ki, daha fazla doğurganlık uzmanı artık sadece kadınlarda infertilite vakalarını tedavi etmeyi tercih ediyor. Bununla birlikte, erkek kısırlığının tedavisinde de yardımcı olabilecek bazı hayat kurtaran seçenekler vardır. Kısır olmak sinir bozucu olsa da, çiftin çocuk sahibi olma şansını artırmaya yardımcı olacak çok çeşitli tedaviler mevcuttur. Erkek Kısırlığı hakkında Videoyu İzleyin Genel İnfertilite Belirtileri Açıkçası, infertilitenin ana semptomu, bir erkeğin bir kadını emprenye edememesidir, ancak bazen bunun meydana gelmesini önleyen hormonal dengesizlik gibi altta yatan problemler vardır. Çoğu erkek başka hiçbir semptom fark etmese de, belirgin olmayan belirtiler ve semptomlar aşağıdakilerden bazılarını içerir Normal sperm sayısından daha düşük bu, meni ml başına 15 milyondan az olacaktır Testislerde ağrı, şişme veya topaklar Sürekli solunum yolu enfeksiyonları Azaltılmış cinsel istek veya boşalma zorluğu da dahil olmak üzere cinsel işlev bozukluğu Koku duyusu çok az veya hiç yok Göğüslerdeki büyüme Saç büyümesinde azalma sakal veya vücut kılı Siz ve eşiniz bir yıllık düzenli, korunmasız cinsel ilişkiden sonra bir çocuğu idrak edemediyseniz ve dişi olası problemler olarak reddedildiyse ve aşağıdaki koşullardan bir veya daha fazlasına sahipseniz Ereksiyon, boşalma veya diğer işlev bozuklukları ile ilgili sorunlar Testis bölgesinde ağrı veya rahatsızlık varsa Ailenizde prostat veya testis problemleri varsa Kasık, skrotum, penis veya testis ameliyatı geçirdiyseniz Kesin sorunun ne olabileceğini öğrenmek için bir doktora danışmalısınız . Erkek İnfertilitesinin Olası Nedenleri Erkek kısırlığının nedenleri oldukça çeşitlidir ve çevre sorunları, tıbbi sorunlar ve sağlık veya yaşam tarzı seçimlerinden kaynaklanabilir. Olası nedenlerden bazıları şunlar olabilir Tıbbi Nedenler Varikosel Enfeksiyonlar Boşalma sorunları Spermlere saldıran antikorlar Tümörler veya kanser İnmemiş testisler Hormon dengesizlikleri Sperm taşıyan tüplerdeki kusurlar Bazı ilaçlar Kromozom kusurları Erektil disfonksiyon Çölyak hastalığı Önceki ameliyatlar Sağlık ve Yaşam Tarzı Seçenekleri Açıkçası, yaşam tarzı seçimlerinin sizi kısır yapan şeylerle ilgisi olabilir. Bu nedenle, yukarıdakilerin hepsinin bir kombinasyonu değil, kötü yaşam tarzı seçimleri nedeniyle kısırlığa sahip olmak mümkündür. Aşırı alkol tüketimi Sigara içmek şişmanlık Keyif Verici İlaçlar Stres Sıkı iç çamaşırı Uzun süre oturma Çevre sorunları Bununla birlikte, tek başına yaşam tarzı seçimleri erkek kısırlığının arkasındaki tek neden olmayacaktır. Genellikle erkek infertilitesine neden olan çevresel sorunlara ve bu sorunların genel infertilite tanısına nasıl katkıda bulunabileceğine bakmak gerekir. Ağır metallere maruz kalma Spa küvetleri, kaplıcalar veya saunaların sık kullanımı Endüstriyel kimyasal maruziyet X-ışınları veya radyasyon Önceki hastalık yaşamın ilerleyen dönemlerinde su çiçeği gibi Kısırlık çiftler için stresli olabilir. Bazı erkekler bir çocuğa baba olamadıkları için utanmış ve "daha az erkeksi" hissederler. Endişeleriniz hakkında biriyle konuşmak için beklemeyin. Bu nedenle ilişki sorunları yaşıyorsanız, danışmanlık hizmeti alın. Bu kombine faktörlerin erkek infertilitesine neden olmak için birlikte hareket etmesi muhtemeldir. Sağlıklı yaşam tarzı seçimlerinden kaçınılabilecek durumlar olsa bile, kısırlığı tamamen önlemeyeceklerdir. İnfertil olabileceğinizden şüpheleniyorsanız, doktorunuzla konuşun, böylece mümkünse doğru belirleme ve hareket süreci yapılabilir. Bu olma olasılığını artırmak, gebe kalma şansına yardımcı olmak için yapabileceğimiz bir şey var mı? Evet, hamilelik şansını artırmak için bir erkeğin yapması gereken bazı şeyler vardır. Süreç zor olabilir, ancak imkansız değildir. Her zaman, sadece erkek sperminin kalitesini ve hareketliliğini artırarak hamilelik olasılığını artırabiliriz. Tabii ki, bu biraz iş gerektirir ve zaman zaman oldukça zor olabilir. Altta yatan problem ele alınabilirse, genellikle ameliyat, hap alma, IVF vb. Gibi çok sayıda farklı tedavi vardır. Aşağıdaki bağlantıyı kullanarak erkek kısırlığının nasıl tedavi edileceği hakkında daha fazla bilgi edinin. Daha fazla oku Erkek Kısırlığı Tedavisi ve Önlenmesi Çoğu insan genellikle çiftlerdeki kısırlık sorununun kadının “hatası” olduğuna inanırken, istatistikler sorunun erkekte olma ihtimalinin 50/50 olduğunu gösteriyor. Yaklaşık 10 erkekten 1’i şu gerçeği ile karşı karşıya kalacak … Kaan AYDOS Çocuk olmaması yakınması ile gelen erkeklerin bir kısmında sorun menide sperm çıkmamasıdır. Bunların da bir bölümünde, meni kanallarının tıkanıklığı söz konusudur. Meni kanallarındaki tıkanıklıklar, kanalların hemen testislerden çıktıkları bölümde olabileceği gibi, daha ileri seviyelerde de bulunabilir. Eğer testislere yakın bir konumda tıkanıklık varsa, bunların kesin tanısı ancak ameliyat ile konulabilir. Tüp bebek uygulamalarının çok yaygın olarak yapıldığı günümüzde, tüp bebeğin pahalı ve zahmetli olması, sonuçta ancak olguların yarısında başarılı olunup, geri kalanlarında gebeliğin sağlanamaması, meni kanallarının açılmasına yönelik ameliyatları önemli bir duruma getirmiştir. Ameliyat sonrası olguların tamamına yakınında tıkanıklık giderilebilmekte, neticede doğal yolla çocuk sahibi olabilme şansı ele geçirilmektedir. Bu nedenle, menide sperm hücreleri çıkmayan erkeklerin, tıkanıklık yönünde araştırılmaları mutlaka gerekir. Bu tür bir kanal tıkanıklığı saptanmışsa, tedavisi mikroskop altında tıkanıklığın giderilmesidir. Tıkanıklığın yerine göre, genelde 2 çeşit ameliyat yapılır vazovazostomi ve vazoepididmostomi. Ameliyatlarda daima mikroskop kullanılır mikrocerrahi tekniği. Vazovazostomi; daha çok önceden geçirilmiş doğum kontrolü nedeniyle yapılmış kanalların bağlandığı erkeklerde, kanalların yeniden açılması istemiyle yapılır. Bunun dışında fıtık ameliyatı gibi ameliyatlar sırasında yanlışlıkla kanalların bağlandığı durumların tedavisinde de uygulanır. Nadiren, düşme, çarpma gibi nedenler de bu kanallarda tıkanıklık yapmış olabilir ve tedavide vazovazostomi gerekir. Ameliyat, lokal anestezi altında yapılabilirse de, bazen operasyonun saatlerce sürmesi gerektiğinde güçlük çıkarabileceği için genel/epidural/spinal anestezi tercih edilmelidir. Kanal kesildiği zaman anastomoz yapılacak ucunun kanlanması olan taze doku içermesi gerekir. Aksi durumda canlı dokuya rastlayıncaya kadar kanalın anucundan parça çıkarılır. Kanama kontrolünde gerekirse bipolar koter kullanılabilir. Uygun lokalizasyonda bulunulduğundan emin olmak için kanalın testis tarafında kalan kesik ucundan gelen sıvı lama alınarak mikroskopta incelenir. Distal kanal tarafının açıklığı ise 2-3 ml salin enjeksiyonu yapılarak kontrol edilir. Eğer infüzyon rahat oluyorsa kanalın açık olduğuna karar verilir. Vazovazostomi tek veya iki tabaka sütür konularak yapılabilir. Tek tabakalı vazovazostomide her iki kanal ucu karşılıklı getirilerek, saat 3-6-9 ve 12 hizalarından 9-0 naylon sütürler tek tabaka halinde konularak yapılır. Aralara sadece kas tabakasından geçecek şekilde ayrıca destek sütürleri de yerleştirilir. Toplam 8 sütür yeterlidir. Ancak, mukozadaki anastomozun yetersizliği nedeniyle arada açıklık kalması ve granülom oluşumunun sık görülmesi nedeniyle, tüm tabakaları içine alacak şekilde 60o aralıklarla 6 adet sütürün yerleştirilmesi önerilmiştir. Diğer 6 sütür ise musküler tabakayı içine alacak şekilde aralara yerleştirilir. Anastomozun tamamlanmasını takiben, her iki vazın kılıfı 4-0 poliglikolik asit 6-8 adet sütür ile birbirine dikilir. İki tabakalı vazovazostomi yapılırken başlangıçta saat 5 ve 7 pozisyonlarında musküler tabakayı içine alacak şekilde 2 adet 9-0 naylon sütür konularak, lümen anastomozu yapılırken kolaylık olması sağlanılır. Arkasından, sadece mukozadan geçen 6-8 adet 10-0 naylon sütürler yerleştirilir Şekil A. En son olarak da 12 adet 9-0 naylon sütür sadece muskuler tabakayı içine alacak biçimde konulur Şekil B. Başka yazarlar tarafından bazı değişiklikler önerilmişse de, teknik temel olarak burada tarif edildiği şekildedir. Anastomozun başarısı tam karşılıklı gelmiş mukoza-mukoza anastomozu yapılmasına, anastomozun arada açıklık bırakmayacak şekilde sağlam yapılmasına, gerginlik olmamasına, arteriyal beslenmesinin korunmasına, sağlam mukoza ve muskularisin kullanılmasına ve iyi bir atravmatik anastomoz tekniğinin kullanılmasına bağlıdır. Bütün düğümlerin kanalın lümeninin dışında kalmasına dikkat etmek gerekir. Muskülar tabakaya konan sütürlerin ise kuyrukları kısa kesilerek, lümene girmeleri önlenmelidir. En önemlisi ise mukozanın bir duvarından sütürleri yerleştirirken karşı duvardan geçilmemesine dikkat etmektir. Goldstein “micro-dot” tekniği ile kanal üzerine sütür yerleştirilmesinin daha sağlıklı olacağını göstermiştir. Buna göre, kanal kesildikten sonra cerrahi işaretleme kalemi ile kanalın kesik duvarı üzerine, sütürlerin geçeceği noktalar işaretlenir. Böylece daha muntazam aralıklarla ve düzenli biçimde sütürler yerleştirilmiş olunur. % anastomoz sağlamlığı ve %64 gebelik bildirilmektedir. Vazovazostomide geniş seriler değerlendirildiğinde anastomoz sağlamlığı %86-90, bir yıllık gebelik oranları ise %51-54 olarak bildirilmektedir. Ancak, operasyonu takiben kanal açıklığı sağlanılmış olsa bile 14 ay sonra olguların %12’sinde geç obstrüksiyon da gelişebilmektedir. Vazoepididimostomi Epididimlerde tıkanıklık; kanalların bağlanmış olmasına bağlı olabileceği gibi, meni kanallarının doğuştan yokluğu ya da az gelişmesi, geçirilmiş iltihaplanmalar, cerrahi travma ya da bilinmeyen nedenlerle olabilir. İnfertilite nedeniyle incelenen erkeklerin yaklaşık %3-6’sında epididim seviyesinde bir tıkanıklık bulunmaktadır. Tanı sıklıkla anamnezde enfeksiyon hikayesinden ya da fizik muayene sırasında epididim üzerinde nodüler sertliklerin palpe edilmesiyle konulur. Kesin tanı, ameliyat sırasında konulur. Testislerinde normal sperm üretiminin devam ettiği azoospermik erkeklerde, vazal aspirasyonda ya da skrotal eksplorasyon yapılırken vazotomi sırasında vaz deferensler içerisinde sperm görülemiyorsa epididimlerde bir tıkanıklıktan şüphelenilerek vazoepididimostomiye karar verilir. Vazoepididmostomi yapılırken testislerde sperm yapımının devam ettiğinden, ileride kanalların açık olduğundan ve epididimlerde bir tıkanıklık bulunduğundan emin olunmalıdır. Operasyon genel anestezi veya epidural/spinal anestezi altında yapılmalıdır. Uzun süren olgularda lokal infiltrasyon anestezisinin etki süresi her zaman yeterli olmayabilir. Ameliyata başlarken meni kanallarının, tıkanıklığın ilerisinde açık olduğunu anlamak için, 30g iğne ile kanal içerisine girilerek kontrol edilir. Bu sırada 10-15 ml salin enjekte edilir. Zorlanmadan infüzyon gerçekleşiyorsa vazın açık olduğu anlaşılır. Kanalın açık olduğu anlaşıldıktan sonra, artık anastomoz hazırlıklarına başlanılabilir. Kanal, epididimden itibaren ileri doğru mümkün olduğunca serbestleştirilerek anastomoz sırasında gerilme olması önlenmelidir. Epididimin de kuyruk ve mümkünse orta bölümleri yeteri kadar serbestleştirilmeye çalışılmalıdır. Kanal çekilerek epididimin dış yüzüne doğru yaklaştırılır. Daha sonra epididim kuyruğuna yakın lokalizasyondan ama tıkanıklığın distalinden kanal transvers planda kesilir. Testis tarafında kalan ucu 6-0 naylon sütür ile bağlanır. Diğer ucu ise açık bırakılır ama damarları bağlanılır. Kanalın kesik ucundan bir 6-0 naylon sütür geçirilerek, epididme yaklaştırılmasında kolay manipülasyon olanağı sağlanılır. Anastomozun sağlam olması, kanal ve epididim arasında aşırı gerginlik olmamasına bağlıdır. Bu nedenle dokular mümkün olduğunca serbestleştirilmeye çalışılmalıdır. Vazoepididimostomide iki teknik uygulanır “uç-uç” ve “uç-yan”. Ancak sıklıkla tercih edilen teknik “uç-yan” anastomozdur. Uç-uca anastomoz özellikle tıkanıklığın distal epididimde olduğu olgularda tercih edilir. Eğer proksimalde epididim başı hizasında belirgin dilate epididim tubülü görülür ise “uç-yan” anastomoz yapılmalıdır. Uç-yan anastomoz sırasında epididimin kanlanmasının bozulma riski çok daha azdır. “Uç-yan” anastomoz tekniğinde başlangıçta kanal izole edilir ve küçük bir kesi yapılır. Testis tarafından sperm içeren sıvı gelip gelmediği kontrol edilir. Vazoepididimostomi yapılmasına karar verilirse epididim ameliyat mikroskopu altında incelenir. Obstrüksiyon nedeniyle şişmiş tubüller, içi boş tubüllerden kolayca ayırt edilebilirler. Kuyruk bölümünden başlayarak epididimin başına doğru spermatozoa aramaya devam edilir. Bu sırada epididim iki parmak arasında sıkıca tutularak tunikası gergin hale getirilir. Yuvarlak uçlu bir mikrocerrahi bistüri ile tunika açılır. Bu açıklıktan dilate bir tubül dışarı doğurtulur Şekil A ve B. Dışarı doğurtulan tubül, civar dokulardan mikroskop altında serbestleştirilir. Dilate tubül üzerinden bir mikrocerrahi bistürisi ya da makası kullanılarak mm’lik açıklık oluşturulur. Dışarı çıkan sıvı 24g anjiokatater yardımıyla aspire edildikten sonra steril bir lam üzerine alınır, bir damla salin ile karıştırılarak mikroskopta sperm varlığı araştırılır. Sperm görülmezse ya da sadece sperm başı veya parsiyel kuyruklu sperm görülürse epididimdeki kesi cm daha proksimale kaydırılarak kuyruklu, motil sperm bulunana kadar işleme devam edilir. Eğer sperm görülürse tubül üzerinde oluşturulmuş olan açıklığın kenarlarından karşılıklı olarak 3-4 adet 10-0 naylon sütürler geçilerek dıştan içe doğru açıklık kontrol altına alınır Şekil C ve D. Kanalın ucu epididime doğru yaklaştırılarak, kas ve adventisiya tabakalarından geçen 9-0 naylon bir ya da 2 adet sütür ile epididim üzerindeki açıklıkta tunikanın kenarına sabitleştirilir. Böylece anastomoz yapılırken anastomozda bir gerginlik oluşması önlenilmiş olunur. Ancak burada önemli olan nokta, bu son sütürlerin dilate tubül daha açılmadan önce yerleştirilmiş olmasıdır. Daha sonra epididimin açılmış tubülünün kenarlarına konulmuş olan 10-0 naylon sütürler içten dışa olacak tarzda vaz lümeninin mukozasından, birazda muskularisinden geçecek şekilde yerleştirilir. Toplam 6 sütür koymak yeterlidir. Mukoza anastomozu tamamlandıktan sonra, kanalın duvarı ve epididim tunikası 9-0 naylon destek sütürleriyle birbirlerine dikilir. Böylece kanal sıkıca epididime tutturulmuş olunur. Ayrıca kanalın avasküler kısımlarından geçirilen 2-3 adet 9-0 naylon sütürlerle kanal epididimin parietal tunikasına dikilir. Bu sütürlerin faydası, testisin skrotum içine yerleştirilmesi sırasında anastomozun bozulmasını önlemeye yöneliktir. Anastomoz tamamlandıktan sonra testis tunika vajinalis içerisine yerleştirilerek 4-0 krome kat-gut ile tunika kapatılır. Bunun dışında “uç-uca” anastomoz tekniği de tanımlanmış olmakla birlikte, burada epididimin transseksiyonunun gerekmesi ortamın daha fazla kanlı olmasına yol açarak, anastomozu güçleştirebilir. Oysa uç-yan anastomoz epididimin kan dolaşımına bir zarar vermemektedir. Diğer yandan uç-uca anastomozda içinden sıvının boşaldığı tek bir epididim tubülünün ağzının ayırt edilerek izolasyonu oldukça güçtür. Ayrıca uç-yan anastomoz tekniğinde vazın epididim tunikasına sabitleştirilmesi de daha rahat olmaktadır. Bu nedenle sıklıkla uç-yan anastomoz önerilir. Bir diğer tercih edilen teknik de epididme ait tubülün kanalın içerisine çekildiği “triangulasyon” uygulamasıdır Şekil A,B ve C. Sütür sayısını azaltmakta ve operasyon süresini kısaltmaktadır. Ayrıca teknik olarak da diğer yöntemlerden daha kolaydır. Burada yukarıda tanımlandığı şekilde epididim üzerinde dilate bir tubül bulunarak dışarı doğurtulduktan sonra, yine kanalın kas tabakası ve adventisiyasından geçirilen 9-0 naylon sütürler ile kanal epididim üzerinde açılmış olan tunikanın kenarlarına sabitleştirilir. Epididim tubülünü açmadan, 10-0 naylon 3 adet sütür tubül duvarından dikkatlice geçirilir. Daha sonra bu üç sütürün arasından tubül açılır. Çift iğneli sütürlerin her iki iğnesi de vazın lümeninden sokularak muskuler tabakasından çıkacak şekilde geçirilir. Sütürler dikkatlice bağlanırlar. Bu şekilde epididim tubülü kanalın içerisine invajinasyon tarzında çekilmiş edilmiş olunur. Takiben, kanalın duvarı epididim tunikasının kenarlarına 9-0 sütürlerle sabitleştirilir. Vazoepididmostomiyi takiben olguların %50-80’inde ejakulatlarında sperm çıkmaya başlamaktadır. Gebelik oranları ise %13-56 arasındadır. Ancak, 14 ay sonra olguların %25’inde tekrar tıkanıklık gelişebilmektedir. Mikrocerrahi anastomoz uygulamalarında ortaya çıkabilecek komplikasyonlar; hematom, skrotal şişlik ve enfeksiyondur. Genelde yara yerine dren yerleştirilmesi gerekmez. Sıklıkla antibiyotik kullanımı gerekmemektedir. İnternal spermatik arter travmatize olmuşsa testiste atrofi gelişebilir. Nadiren görülür ve özellikle sekonder olgularda rastlanılır. Operasyon sırasında bipolar koter kullanılmasıyla dikkatli bir kanama kontrolü yapılarak hematom, kanama ve testiküler arterin travması önelenilebilir. Geç dönemde olguların %5’inde anastomoz yerinde granülom, darlık ve obstrüksiyon gelişebilir. Başlangıçta kanal açıklığı temin edilmiş olsa bile 14 ay sonra vazovazostomilerde %12, vazoepididimostomiler de ise %25 olguda geç dönem darlıkları ortaya çıkmaktadır. Vazovazostomi yapıldıktan sonra ejakulatta ilk sperm çıkışı 6 aya kadar gecikebilir. Bu süre beklenmeden başka bir tedavi uygulamasına başlanılmamalıdır. Epididimovazostomi ve vazovazostominin ilk tercih olmasının nedeni başarısının yüksekliğine dayanmaktadır. Ama başarı oranını etkileyen önemli bir faktörün mikrocerrahinin yapıldığı merkeze ya da cerrahın tecrübesine bağlı olduğu da unutulmamalıdır. Tedavi edilen olgu sayısı arttıkça, elde edilecek başarının da arttığı bir çok çalışmada ortaya konmuştur. Eğer meni kanallarında yeterli açılma sağlanamamış veya anatomik durum nedeniyle mikrocerrahi uygulanamıyor ise epididimlerden mikrocerrahi yolla sperm aspirasyonu MESA ya da testislerden sperm ekstraksiyonu TESE yapılarak elde edilen spermler ICSI’de kullanılabilirler. Anatomik yapıdaki olası değişiklikler, artmış travma ve düşük etkinlikleri nedeniyle testislerden ince iğne aspirasyonu TFNA, perkütan biyopsisi veya perkütan yolla epididmlerden sperm aspirasyonu PESA uygulamaları önerilmekteyse de fazla tercih edilmemektedir. Hangi yöntem ile olursa olsun, obstrüktif azoospermi olgularında elde edilen spermin ICSI’de kullanılmasıyla %24-81 arasında gebelik başarılabilmektedir. Mutlu bir beraberlik için manâlı unsurlardan biri her iki tarafı da mutlu kılan ve her yönden memnuniyet eden bir cinsel ilişkidir. Sevinç veren bir sevişme eşleri daha huzurlu, daha mutlu ve çevrelerine karşısında daha sevecen yaparken, birbirlerine daha fazla bağlar, yakınlaştırır ve onları bütünleştirir. Orgazm Nedir? Sevişme öncesi partneri çıplak olarak görme, tatma, dokunma, işitme yani partnerin sesini duyma, koku gibi seksüel uyarı ya da görüşler ile başlayıp beyin ve vücudun iki taraflı hareket etmesi sonucu yaşanan haz anına "orgazm" denir. Orgazm, farklı alanlara yönlendirilmiş cinsel uyaranlarla beynin uyarılması ile başlayan ve uyaranların etkisiyle kişide ayrıca somut hem de ruhsal olarak algılanan cinsel yanıtın son aşamasındaki hoş bir histir. Orgazm bayağı bir beden fonksiyonudur. Orgazm öğrenilebilir istemli bir reflekstir. Orgazmın İşlevi Nedir? Cisim ve ruhun kendi kendini tatminle veya cinsel ilişkiyle kişinin zevk almasını sağlamasıdır. Ama orgazm ilişkinin amacı değildir ve olmamalıdır. Orgazmın Faydaları *Maddi ve ruhsal olarak bir rahatlama sağlar, *Daha basit gebe kalınır vb. Orgazm da Dİkkat Edilecekelr Masters ve Johnson adlı bilim adamları yaptıkları çalışmalarda orgazmı dört fazda ele almışlardır 1-Uyarılma FazıKadında cinselliği yaşama ihtiyacının ortaya çıkarmasıyla başlayan bu fazda memelere ve genital organlara dışarı giden kan miktarında çoğaltma olur. Bu sayede vajina girişindeki Bartholin salgı bezleri faaliyete geçerek vajinal kaygan istikrarsız salgılanmasında çoğalma ve 10-30 saniye içinde ıslanma meydana kazanç. Meme uçları belirginleşir ve memeler büyür. daha sonra rahim yukarıya içten çekilir, dudaklar şişip düzleşip ve araları açılarak vajinanın daha alçak kısmı genişler, klitoris kabarır. Rahim ağzı ve rahim yukarı içten çekilir. Bu sayede tüm bedende cinselliğe hazırlık için yukarıdaki şansın dönmesi meydana kazanç. Hem bu evrede kalp atışları hızlanır ve solunum sayısı artar, tansiyon yükselir, boyunda ve göğüste kızarmalar meydana kazanç. 2-Plato yani Gerilim Fazı Bu fazda cinsel stres ve erotik duygular yoğunlaşır, cinsel arzularda artma ayrıntılarıyla belirginleşir. Vajinanın dış 1/3 kısmındaki kan miktarında yükselme nedeniyle şekli değişir, ayrıntılarıyla şişer ve üst kısmı balonlaşır ve bu esnada vajinada hafif bir sızı olabilir. Rahim uyarılma fazındakinden daha yukarıya içten çekilir, klitoris daha da belirginleşir ve dudakların rengi koyulaşır ve normalin 2-3 katı büyür. Klitoris tamamen şişer. Memelerin kutup kısmındaki koyu renkli alan belirginleşir. Kalp hızı artar ve alev basması olur. Bacaklarda ve kalçalarda kasılmalar olur. Eğer uzun sürerse vajinal ıslaklık azalabileceği bu fazın sonlarına içten kadının vücudu bütün bir cinsel birleşmeye hazırlanmış hale kazanç. Bu fazda bir önceki evrede büyümüş olan klitorisin küçülme eğilimi göstermesi ve orijinal boyutunun yarısına değin küçülmesi orgazmın yaklaştığını bildiren önemli bulgulardan biridir. Bu fazın süresi kadından kadına hatta bazen aynı kadında bir cinsel eylemden diğerine bariz şansın dönmesi gösterebilir. 3-Orgazmik yani Doyum FazıDaha önceki evrelerde artmış olan gerginliğin boşaltılması olarak algılanabilecek bu fazda ateş basması bütün vücuda yayılır. Vücutta bulunan kasların çoğu kasılır ve bütün doruk noktasında gövde kaskatı kesilir. Bu şart kadının yüzünde güya acı duyarmış gibi bir görüş yaratabilir. Mesanenin dışa açıldığı yerden akıcı salgısı olur ve bu şart “kadının boşalması” olarak tanımlanabilir. Rahim, vajina ve anüsde aynı zamanlı, ritmik ahenkli kasılmaların olduğu en kısa süren fazıdır. saniye aralıklarla gerçekleşen bu kasılmalardan kadında bir orgazm sırasında 4-15 kasılma olur. Kadının burnu hafiften sulanmaya başlar, başparmağı tepede olan duruma geçer, göz bebekleri büyür, boğazı kurur ve yutkunma gereksinimi duyar, göğüsleri arasındaki cilt hafifce kızarır, ayakları da oynar. 5-Çözülme yani Gevşeme Fazı Daha önceki fazlarda gerçekleşen değişimlerin normale dönme sürecidir. Tüm bu geri dönüş süreci 5-10 dakika sürer. Klitoris ve meme uçları hassaslaşır ve ağrıya sağduyu bir hal alır. Alev basması kaybolur. Süratli bitik alıp verme ve terleme görülür. Kalp hala daha hızlıdır. Eğer bu fazda seksüel dikkat devam ederse kadın daha pozitif sayıda orgazm yaşayabilir. Kadınlar beyinden orgazm esnasında salgılanan endorfin adı bahşedilen mutluluk hormonlarının etkisiyle gevşer ve kendilerini iyi hissederler. Kadınların çoğunda orgazm sonrası klitoris ve meme uçları hassaslaşır ve ağrıya duyarlı hale gelir. Orgazm Sorunları ve Bozukluklarının Tipleri 1-AnorgazmiHiç orgazm olamama durumudur. Bu durum iç sıkıntısı, kişinin kendi kendine olan saygısı yitirmesi ve bunalım ile sonuçlanabilir. 2-Tesadüfen Anorgazmi Ara Sıra orgazm yaşanamaması durumudur. 3-Koital AnorgazmiCinsel birleşme ile orgazm olamama ancak mastürbasyon vb. gibi ile orgazm olma durumudur. 4-Erken OrgazmÇok nadir olarak görülür. Orgazm Sorunları ve Bozukluklarının Nedenleri *Ön sevişmenin beceriksiz ve aceleye getirilmesi, *Partnerin erken boşalma sorununun olması, *Partnerin ereksiyon sorununun olması, *Partnere aleyhinde olan alaka kaybı, *Alkolizm, *Bunalım ve üzüntü, *Menopoza ilişkin östrojen azlığı, *Vaginal akıntılar, *Vaginanın geniş olması, *diyabet, *Nörolojik bozukluklar ve nörolojik hap kullanımı, *Problemli bir çocukluk geçirilmiş olunması, *Uyumlu ve dinç bir aile yaşantısının olmaması, *Ergenliğe geçiş döneminde problemli ve travmatik cinsel deneyimlerin yaşanması, *Cinsel kimlik çatışmaları, *Sosyo-kültürel yasaklamalar ve aşırı dinsel inançlar, *Bilgisizlik, *Cinsel taciz veya tecavüz yaşamak, *Aldatılmak, *Gebe kalma korkusu, *Partnere güvenmeme, *Cinsel ilişkiye zorlanmak, *Duyarlı, bilgili, sıcak, yaşamı seven bir kadının nasıl olduğuna ilişkin tatmin edici rol modelinin bulunmayışı, *Güvenilir, belirli, sosyal açıdan kabul edilebilir ve özel bir atmosferde, ödüllendirici ve destekleyici koşullarda bir cinsel deneyime girişme olanağını bulamama vb. Orgazm Sorunları ve Bozukluklarının Tedavisi *Tedaviden amaç orgazmı cinselliğin en manâlı amacı olarak görmekten vazgeçip, ön sevişme, uyarılma, cinsel tecrübe, müsamaha ve çiftlerin birbirlerinin bedenlerini daha yakından tanımaları için cinsel terapi veya cinsel danışmanlık hizmetleri, kadının tepede olduğu cinsel pozisyonların denenmesidir. Bayan gelmeye başlayınca, erkek muhtemel olabildiğince hareketsiz kalmalı ve sert hareket etmemelidir. Meme uçları, kulak arkaları, bacakların iç yüzleri gibi erojen bölgeler uzun vakit uyarılmalıdır. Cinsel arzu, uyarılma, orgazm ve doyum döngüsünde teferruatlar ne olursa olsun önemli olan klitoris uyarısının uygun şekilde, yaygın, ritmik, sürekli ve yeterli zaman yapılmasıdır. *Vakum CihazıOlumsuz basınç yaratan el kadar ufak bir cihazdır ve kitorise belirtilen süre bellirli bir protokolle uygulandığında orgazm olmayı kolaylaştırmaktadır. Orgazm Hakkında Bilinmeyenler *Kadınlarda yalnızca zihin yolu ile hiçbir somut bağlantı olmadan da orgazm yaşanabilir. *Her ilişkide orgazm yaşanacak diye bir kural yoktur. Zaman Zaman orgazm olunmaması da son derece olağan bir durumdur. *Orgazm her iki eşte de benzer anda meydana gelebileceği gibi ayrı zamanlarda da olabilir. Aynı anda orgazma ulaşmak çok keyifli olsa da bir böylece şiddet bir durumdur. Eşlerden birinin önce gelmesi hiçbir şekilde diğerinin orgazma ulaşmasını engellemez. *Kadınların yaklaşık %50 ’i çeşitli nedenlerden ötürü orgazm taklidi yapmaktadır. *Penis uzunluğunun kadının tatmin olmasıyla yani orgazmın şiddeti ile penis büyüklüğü arasında hiçbir ilişki yoktur. Oysa orgazm beyinde gelişen bir olaydır, kişinin psikolojisi ile yakından ilgilidir. Uzun ve kalın bir penisi görmek bir kadını daha fazla heyecanlandırabilir. *Cinsel tepkileri alışılagelmiş olan her bayan cinsel birleşmede veya mastürbasyonla her seferinde bir ya da birkaç orgazma ulaşabilir. *Kadınlarda en şiddetli orgazmlarını 35 li yaşlarda yaşarlar. *Bayan uyarılmaya başladıktan sonra orgazma ulaşabilmesi için ara vermeden benzer tempoda uyarılmaya devam edilmelidir. *Kadın orgazma varacağı anın geldiğinde eşine penisin girmesini istediğini söylemelidir. Çünkü sırası gelmişken kadının uyarılması durdurulursa isteği söner ve yeni her tarafta sevişmeye başlamak gerekir. *Kadınlar uykuda da orgazm yaşayabilmektedir. *New Scientist dergisinin haberine göre Amerikalı bir cerrah olan Meloy cinsel ilişkiye girmeden kadının orgazm olmasını karşılayan deri altına yerleştirilen implant adını verdiği bir aygıt geliştirdi. *ABD de kadınlarda orgazmı artıran “Viacreme” adı verilen bir krem piyasaya çıktı. *Orgazmın süresi ve şiddeti kişiden kişiye değişir. *Kadınlar eşlerine olduklarını sezdirmek veya zevk almadıkları bir cinsel ilişkiyi kısa yoldan bitirmek istedikleri veya eşine onun "yetersiz" olduğu duygusunu yaşatmamak ve öte taraftan da tekrar eşinde kendisinin "yetkisiz olduğunu" kanısını uyandırmayı engellemek için birçok süre orgazm taklidi yaparlar. *En yoğun orgazm yaklaşık birincil 5 dakika içinde gerçekleşmektedir.

sperm kanalı tıkanıklığı bitkisel tedavi